Vergiyi Doğuran Olay Nedir?
Vergilendirme, bir tarafında verginin alacaklısı olan devletin, diğer tarafında verginin borçlusu olan mükellef yani yükümlünün yer aldığı mali bir olaydır. Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun 19. Maddesi “vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu (meydana gelmesi) veya hukuki durumun tekemmülü (tamamlanması) ile doğar” demektedir. Vergiyi doğuran olay hem vergilendirme işlemlerini başlatan süreci hem de mükellefiyeti başlatır. Vergilendirme işlemleri, Vergi Usul Kanunu (VUK)’nda, vergiyi doğuran olay, tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil olmak üzere, birbirini izleyen işlemler silsilesidir. Vergiyi doğuran olay, vergi idaresinin dışında olup vergilendirme sürecini başlatırken, tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil, vergi idaresi tarafından gerçekleştirilen işlem süreçleridir.
Vergiyi doğuran olay hem vergilendirme işlemlerini başlatan süreci hemde mükellefiyeti başlatır.
Bu noktada, vergiyi doğuran olay vergilendirme işleminin “sebep” unsurudur. Sebep unsurunun ise maddi sebep ve hukuki sebep olarak iki boyutu bulunmaktadır. Maddi sebep vergiyi doğuran olay iken, hukuki sebep ise vergiyi doğuran olayın yürürlükteki kanun hükümlerine uygun olması yani mevcut kanunlarda açıkça düzenlenmiş olmasıdır. Vergiyi doğuran olayın (maddi sebep) yürürlükteki kanun hükmüne (hukuki sebep) uygunluğuna tipiklik denir (Tipleştirme: Yasa koyucunun vergiye ilişkin genel soyut kurallar koymasıdır). Tipiklik koşulu gerçekleşmiş ise artık ilgili olay vergilendirilebilir demektir. Tipiklik koşulu gerçekleşmeden vergi alınmaya kalkışılıyor ise buna kıyas denir ki, kıyas vergilendirmede kanunilik ilkesine göre yasaktır.
Vergiyi doğuran olay, yukarıdaki şekilde gerçekleşir ise, vergi borcu hukuksal manada doğmuş ve mükellef üzerine yüklenmiş; vergi alacaklısı olan devlet, vergi idaresi aracılığıyla vergi alacağını isteyebilir hale gelmiş olur.
Aşağıdaki basit şemadan da görüleceği üzere, vergiyi doğuran olay, vergi kanunlarında açıkça düzenlenen verginin konusu ile üzerine vergi borcu düşen vergi mükellefi arasında bir uyumdur.
Örneğin vergi kanunlarımız,
- Gelir vergisinde gelirin elde edilmesi,
- Kurumlar vergisinde kurum kazancının elde edilmesi,
- Katma değer vergisinde mal teslimi ve hizmet ifasının gerçekleşmesi,
- Gümrük vergilerinde bir malın gümrük bölgesine girmesi,
- Veraset ve intikal vergisinde malların ölüm nedeniyle veya bağış yoluyla bir kişinin mülkiyetinden diğer bir kişinin mülkiyetine geçmesi bir başka ifadeyle bu yolarla intikal eden varlığa hukuken sahip olunması,
- Damga vergisinde bir sözleşmenin imzalanması,
- Özel tüketim vergisinde, mal teslimi veya ilk iktisap hallerinde malın teslimi veya ilk iktisabı,
- Emlak vergisi açısından bir binaya, araziye veya arsaya sahip olunması hallerini vergiyi doğuran olay olarak tanımlamıştır. Gelir elde etmeyen birinden gelir vergisi alınamayacağı için, arabası olmayan birinden de motorlu taşıtlar vergisi tahsil edilemez.
Vergiyi doğuran olay gerçekleşip vergilendirme işlemi yapılması üç aşamada gerçekleşmektedir:
- Kanunda tanımlanan soyut kuralın belirlenerek anlamlandırılması (soyut hukuk kuralı)
- Günlük hayatta gerçekleşen somut olayın belirlenmesi (somut maddi olay)
- Kanunlardaki soyut norm ile somut normun örtüştüğünün tespiti (Tipiklik)
Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi zamanaşımının tespiti açısından da önem arz etmektedir. Çünkü vergiyi doğuran olay tarihini takip eden yılın başından itibaren 5 yıl geçmesiyle tahakkuk zamanaşımı gerçekleşir ki, zamanaşımına uğrayan olay üzerinden artık vergi hesaplaması yapılamaz.
Yasak Faaliyetler: Vergiyi doğuran olayın kanunla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz (VUK md. 9/2). 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 228. Maddesi gereğince kumar oynatmak suçtur ve hürriyeti bağlayıcı ceza gerektirir. Fakat kişinin, suç olmasına rağmen kumar oynatması ve neticesinde gelir elde etmesi, ticari kazanç sağlaması, bu olay üzerinden vergi mükellefiyetinin ve sorumluluğunun doğmasını engellemeyecektir.
Bir vergi borcunun doğması için ön koşullar 3 tanedir. İlk ikisine vergilendirme işleminin hukuki sebebi, üçüncüsüne ise maddi sebebi adını da verebiliriz.
- Bir kanun hükmünün bulunması gerekir: Bir vergi kanunu hükmü olmadan herhangi bir kişi veya olay vergilendirilemez. Bu şart, Anayasanın 73/3. Maddesinde ifade edilen vergilerin kanuniliği ilkesinin doğal bir sonucudur. Yürürlükteki kanun hükmü vergilendirme işleminin hukuki sebebini oluşturur.
- Verginin toplanmasına izin verilmesi gerekir: Bir vergi kanununun belli bir bütçe yılında uygulanabilmesi için, o vergilerle ilgili kanunların isimlerinin açıkça o yıl bütçe kanununun (C) cetvelinde yer alması gerekmektedir. Buna bütçe hukukunda ön izin ilkesi denir.
- Verginin konusu ile yükümlü arasında bir ilişkinin kurulması gerekir: Verginin doğması için belli bir kişinin vergi kanununda belirtilen vergiyi doğuran olayı gerçekleştirmiş olması gerekmektedir. Vergiyi doğuran olay vergilendirme işleminin maddi sebebini oluşturur.
Bir kişinin vergi borçlusu haline gelebilmesi İçin;
- Vergi idaresinin herhangi bir işlem yapması gerekmemekte, gerçekleşen vergiyi doğuran olay ile vergi borcu hukuksal olarak doğmakta ve vergilendirme süreci başlamaktadır.
- Bir işlem yapmadan önce vergiyi doğuran olayın bilinmesi, yani yürürlükteki bir vergi kanununda açıkça yer alması, hukuki sebep unsurunun diğer bütün unsurlardan önce belirlenmesi gerekmektedir.
Türk Vergi hukukunda vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi ile birlikte vergi borcu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Sonra gelen aşamalar onun somutlaşmasını ve uygulanabilir hale gelmesini sağlamaktadır. Vergi borcunun doğuşunda asıl temel unsur vergiyi doğuran olay olup, vergilendirme sürecinin ilk işlemi olan tarh işlemi yalnızca borcun miktarını hesaplar. Vergiyi doğuran olay özel bir hukuk ilişkisine dayanıyor ve bu özel hukuk ilişkisi bir uyuşmazlık konusu ise, vergiyi doğuran olay uyuşmazlığa son veren yargı kararı ile gerçekleşmektedir. Vergiyi doğuran olay vergi idaresinin dışında oluşan ve doğrudan doğruya mükellefin gerçekleştirmiş olduğu bir durumdur.