Savcılık Faaliyetinin ve Savcılık Makamının Hukuki Statüsü

İlk derece muhakemesinde savcı, iddia faaliyetini yürütür. Yani delil araştırır ve suçun işlendiğini iddia eder. İddia faaliyeti, adaletin gerçekleştirilmesine hizmet eden bir faali­yettir. Kamu faaliyetleri yasama, yürütme ve yargı faaliyeti olarak sınıflandırılmaktadır. Savcının adaletin sağlanmasına ilişkin faaliyeti adli idari nitelikte bir faaliyettir. Savcılık faaliyeti adli yönü ağır basan bir yürütme faaliyetidir.

Savcılar da hâkimler gibi güvencelere sahiptir. Anayasa’da hâkimlerin bağımsızlığı ön­görülmüş ve güvence altına alınmış ise de savcıların bağımsızlığı öngörülmemiştir. Be­lirtelim ki savcılar diğer kamu görevlilerinden daha teminatlıdır. Adli bir faaliyet yerine getirmelerinden dolayı savcıların da Adalet Bakanlığından emir alamaması yerinde olur. Ancak bunu engelleyen somut bir düzenleme bulunmamaktadır.

Savcıların taraf olup olmadığı da tartışmalıdır. Savcılar şüphelinin lehine ve aleyhi­ne delil toplar (CMK m.160/2). Bu nedenle her ne kadar Ceza Muhakemesi Yasasında bazı hükümlerde savcılık makamı taraf olarak nitelendirilmekteyse de (Örneğin CMK m.35,277,297) bu niteleme şekilseldir. Savcıların maddi gerçeği ortaya çıkartma görevle­rinden dolayı belirli ölçüde objektif davranma yükümlülükleri vardır. Ancak savcıya iddi­aname ile suçluluk yönündeki kanaatini zaten ortaya koyma imkânı tanınmış olması ne­deniyle de savcının reddi ve yasaklanması kurumları Yasa’da öngörülmemiştir. Hâkimin reddine ilişkin hükümlerin kıyasen bu konuda uygulanması da mümkün değildir. Çünkü hâkimin ve hatta zabıt katibinin reddine düzenleyen yasa koyucunun savcının reddini düzenlememesi bilinçlidir. Bilinçli boşlukların kıyas yoluyla doldurulmaya çalışılması ya­sama faaliyetinin gaspı niteliğinde olacaktır.

Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler (CMK m.170/1). Savcı suçun her bir unsurunu ve cezalandırmaya etkili olabilecek hususları araştırır ve suçun unsurlarının gerçekleştiğini gösteren yeterli delile ulaştığında iddianame düzenler. Örneğin olayda bir hukuka uygunluk nedeni söz konusu ise ve bu nedenin varlığı konusunda yeterli delile ulaşmışsa diğer bir söyleyişle hukuka aykırılık konusunda yeterli delile ulaşılamamışsa iddianame düzenlememesi gerekir. Ancak uygulamada kanun hükmünü icra dışındaki hukuka uygunluk nedenlerinin değerlendirilmesinin yargı makamının görevinde olduğu kabul edilmektedir.

Leave a comment

error: Content is protected !!