Koruma Tedbirlerinin Ön Şartları Nelerdir?
Yasa’da her bir koruma tedbirinin şartları ayrı ayrı belirlenmiştir. Koruma tedbirlerine başvurulabilmesi için aranan ön şartlar ise şunlardır: 1)Koruma tedbirinin kanunla düzenlenmiş olması, 2)suçun işlendiğine dair belirli derecede suç şüphesinin bulunması, 3) gecikmede tehlike bulunması, 4)tedbire başvurulmasının haklı görünmesi ve 5)koruma tedbiri ile işin önemi veya muhtemel ceza arasında orantı bulunması.
Anayasanın 13. maddesi gereğince temel hak ve özgürlüklere müdahaleler ancak kanunla düzenlenebilir. Koruma tedbirlerinin her biri temel bir hakka saldırı teşkil eder. Bu nedenle koruma tedbirlerinin kanunla düzenlenmesi esastır.
Anayasa’nın 13. maddesi gereğince temel hak ve özgürlükler ancak kanunla sınırlandırılabilir. Koruma tedbirlerinin her biri en azından bir temel hakka saldırı teşkil eder.
Bu nedenle koruma tedbirlerinin kanunla düzenlenmesi anayasal bir zorunluluktur.
Bütün koruma tedbirlerine suçun işlendiğine dair şüphe üzerine başvurulabilir. Bu şüphe birçok koruma tedbirinde “kuvvetli şüphe sebepleri” olarak gösterilmiştir.
O anda tedbire başvurulmaması hâlinde tedbirden beklenen fayda sağlanamayacaksa gecikmede tehlikeden söz edilir. Her somut olayda, gecikmede tehlike bulunup bulunmadığı olayın özelliklerine göre takdir edilmelidir. Koruma tedbirine başvurmanın görünüşte haklı olması o tedbirin uygulanması için yeterlidir. Koruma tedbirine başvurmanın haklı olup olmadığı, aslında muhakemenin sonunda anlaşılır ve haksızlık riski daima vardır. Bu nedenle koruma tedbirlerine başvurulmasında, tedbire başvurulacağı andaki “görünüşte haklılık” ile yetinilir. Yani burada ihtimal üzerine hareket edilecektir.
Tedbire başvurulması ile elde edilecek yarar ile verilecek zarar arasında bir oran olmalıdır. Başka bir anlatımla, aydınlatılacak suçun veya muhtemel cezanın ağırlığıyla, tedbirle kısıtlanacak hak ve özgürlük arasında bir denge olmalıdır. Yasa’da bazı tedbirler açısından bu şarta açıkça yer verilmiştir. Örneğin sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. (CMK m.100/4).