Hâkimin Görevden Alıkonmasını Gerektiren Nedenler
Hâkimin tarafsızlığını güvence altına alan kurumlar hâkimin reddi ve çekinmesidir Bu iki halde de ââkim davaya bakmaz. Hâkimin reddini veya çekinmesini gerektiren nedenler 1) hâkimin davaya bakamayacağı hâller ile 2)yasaklı olduğu hâller ve 3)tarafsızlığını şüpheye düşüren nedenlerdir.
Hâkimin davaya bakamayacağı hâller, Yasa’da sayılarak sınırlandırılmıştır, genişletile- mez. Hâkim bu hâllerde hiçbir muhakeme işlemini yapamaz. Davadan yasaklıdır. Yasaklılık hâlleri şunlardır: l)Suçtan kendisi zarar görmüşse, 2)sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa, 3) şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise, 4)şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlat edinme bağı varsa, 5)şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dâhil kan hısımlığı varsa, 6)evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece dâhil kayın hısımlığı varsa, 7)aynı davada Cumhuriyet Savcılığı, adli kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa, 8)aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse (CMK m.22). Belirtelim ki duruşmada dinlenmemiş olan hâkimin sadece tanık olarak adlandırılması onun yasaklılık nedeni değildir. Bu hâl hâkimin tarafsızlığından şüpheye düşülen bir neden sayılabilir.
Belirli yargılama işlemlerini yapmış olmak da yasaklılık nedenidir (CMK m.23). Hâkimi yasaklı hâle getiren işlemler şunlardır: 1)Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz. Bu yasak kanun yolu yargılaması ile ilgilidir. 2)Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde yargılama işlemi yapamaz. Belirtelim ki bu yasak, soruşturma evresinde zorunlu savcılık yapan hâkim açısından geçerlidir (CMK Yürürlük K.m.11; CMK m.163). 3)Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim, yargılamanın yenilenmesi aşamasında görev alamaz (CMK m.23).
Hâkimlik görevini yapmaktan yasa uyarınca yasaklanmış hâkimin hükme katılması, hükmün kesin hukuka aykırı sayılmasına sebep olur (CMK m.280/1-b,289/1-b). Ancak bu nedenle hükmün bozulabilmesi için hükmün temyiz edilmiş olması gerekir. Hüküm, temyiz edilmez ise yasaklı olan hâkimin katıldığı hüküm hukuken sonuç doğurur.
Hâkimin tarafsızlığını şüpheye düşüren nedenler ise Yasa’da ayrıca ve tek tek sayılmamıştır. Hâkimin davranışının veya kararının her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Hâkimlerin (ve savcıların) bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri herhangi bir karar nedeniyle haklarında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa tazminat davası açılamaz. Ancak hâkimlerin (ve savcıların) işlem, faaliyet ve kararları nedeniyle Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir. Devlet aleyhine tazminat davası, soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün, kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir (HSK m.93/A).
Hâkim ve savcıların meslekte yükselmesini Yargıtayın not vermesine bağlı kılan terfi sisteminden dolayı hâkim ve savcılar uygulamada Yargıtaydan farklı yorum yapamaz hâle gelmiş, diğer bir söyleyişle içtihatlar fiilen bağlayıcı etki göstermiştir. Hâkimi hâkime karşı korumak için Hâkim ve Savcılar K. m.28’de öngörülen bu terfi sistemine, söz konusu hüküm yürürlükten kaldırılarak son verilmiştir.