MADDE 981.- Zilyet, her türlü gasp veya saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir.
Zilyet, rızası dışında kendisinden alınan şeyi taşınmazlarda el koyanı kovarak, taşınırlarda ise eylem sırasında veya kaçarken yakalananın elinden alarak zilyetliğini koruyabilir. Ancak, zilyet durumun haklı göstermediği derecede kuvvet kullanmaktan kaçınmak zorundadır.
MADDE 982.- Başkanın zilyet bulunduğu bir şeyi gasp eden kimse, o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse bile onu gen vermekle yükümlüdür.
Davalı, o şeyi davacıdan geri almasını gerektirecek üstün bir hakka sahip olduğunu derhal ispat ederse onu geri vermekten kaçınabilir.
Dava, şeyin geri verilmesine ve zararın giderilmesine yönelik olur.
MADDE 983.- Saldırıda bulunan, şey üzerinde bir hak iddia etse bile, zilyetliği saldırıya uğrayan, ona karşı dava açabilir.
Dava, saldırının sona erdirilmesine, sebebinin önlenmesine ve zararın giderilmesine yönelik olur.
MADDE 984.- Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini Öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her halde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer.
MADDE 985.- Taşınırın zilyedi onun maliki sayılır.
Önceki zilyetler de zilyetlikleri süresince o taşınırın maliki sayılırlar.
MADDE 986.- Bir taşınıra malik olma iradesi bulunmaksızın zilyet olan kimse, taşınırı kendisinden iyiniyetle aldığı kişinin mülkiyet karinesine dayanabilir.
Taşınıra bir sınırlı ayni hak veya kişisel hak iddiasıyla zilyet bulunan kimsenin iddia ettiği hakkın varlığı karine olarak kabul edilir.
Ancak, zilyet bu karineyi şeyi kendisine vermiş olan kişiye ileri süremez-
MADDE 987.- Bir taşınırın zilyedi, kendisine karşı açılan her davada üstün hakka sahip olduğu karinesine dayanabilir. Gasp veya saldırıya ilişkin hükümler saklıdır.
MADDE 988.- Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur.
MADDE 989.- Taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyet, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabilir.
Bu taşınır, açık artırmadan veya pazardan ya da benzeri eşya satanlardan iyiniyetle edinilmiş ise; iyiniyetli birinci ve sonraki edinenlere karşı taşınır davası, ancak ödenen bedelin geri verilmesi koşuluyla açılabilir.
Diğer konularda iyiniyetli zilyedin haklarına ilişkin hükümler uygulanır.
MADDE 990.- Zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.
MADDE 991.- Bir taşınırın zilyetliği iyiniyetle edinmemiş olan kimseye karşı önceki zilyet, her zaman taşınır davası açabilir.
Eğer önceki zilyet de, zilyetliği iyiniyetle edinmemiş ise sonrası zilyede karşı taşınır davası açamaz.
MADDE 992.- Tapuya kayıtlı taşınmazlarda, hak karinesinden ve zilyetlikten doğan dava açma hakkından yalnız adına tescil bulunan kimse yararlanır.
Bununla birlikte taşınmaz üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse, gasp veya saldırı sebebiyle dava açabilir.
MADDE 993.- İyiniyetle zilyedi bulunduğu şeyi, karineyle mevcut hakkına uygun şekilde kullanan veya ondan yararlanan zilyet, o şeyi geri vermekle yükümlü olduğu kimseye karşı bu yüzden herhangi bir tazminat ödemek zorunda değildir.
lyiniyetli zilyet, şeyin kaybedilmesinden, yok olmasından veya hasara uğramasından sorumlu olmaz.
MADDE 994.- lyiniyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir.
lyiniyetli zilyet, diğer giderler için tazminat isteyemez. Ancak şeyin geri verilmesinden önce kendisine bu giderler için bir tazminat önerilmezse, kendisi tarafından o şeyle birleştirilen ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri o şeyi geri vermeden önce ayırıp alabilir.
Zilyedin elde ettiği ürünler, yaptığı giderler sebebiyle doğan alacaklarına mahsup edilir.
Zilyetlik, bir şey üzerinde (fiili) kullanma hakimiyetine sahip olmaktır, Yasa Koyucu yeni Türk Medeni Yasasının 973. maddesinde zilyetliği tarif etmiş ve taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılmasının zilyetlik sayılacağını öngörmüştür. Zilyetlik:
Bir şey üzerinde, fiili hakimiyetin (kullanmanın) geçici olarak yapılamaması veya kullanma olanağının ortadan kalkması durumlarında da zilyetliğin sona ermeyeceği Yasa Koyucu tarafından öngörülmüştür.
Zilyetlik edinen, bir şeyin veya şey üzerinde hakimiyet sağlayacak araçları, önceki zilyetten onun rızası (izni) ile, fiili hakimiyeti alması, hazırlar arasındaki zilyet olarak tanımlanabilir.
Temsilciye yapılan teslim ise, hazır olmayanlar arasında yapılan devri gösterir.
Bundan başka taşınır veya taşınmazda üçüncü bir kişi, yahut zilyetliği devreden, özel bir hukuk ilişkisiyle zilyet olmakta devam ederse, teslimsiz zilyetlik söz konusu olacaktır. Zira bu durumda teslim yapılmadan zilyetlik kazanılmıştır.
Teslimsiz devirde zilyetlik, durumun devreden tarafından kendisine bildirildiği günden itibaren, zilyet olmakta devam eden üçüncü kişiye karşı hüküm ifade edecektir. Ancak, üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı savunma nedenlerini, zilyetliği devralana karşı ileri sürerek, zilyetliğini vermeme yoluna gidebilecektir.
Emtiayı teslim eden senetlerin teslimi, emtianın teslimi gibi sonuçlar doğuracaktır. Yasa Koyucu yeni kabul ettiği Türk Medeni Yasasının 980. Maddesinde bu yolda kurallar koymuştur. Bir taşıyıcıya veya genel mağazaya bırakılan emtiayı temsil eden kıymetli evrak yani senet vesairenin teslimi, emtianın teslimi gibi sonuç doğuracaktır. Ayrıca, kıymetli evrakı teslim alanla, emtiayı teslim alan arasındaki uyuşmazlıklarda, emtiayı teslim alan korunacaktır.
Zilyetliğin korunması, kaldırılan Medeni Yasamn 897. Maddesinde kurallara bağlanmıştı. Yeni kabul edilen Yasada, zilyetliğin korunması 981. Maddeyle başlayan bölümde incelenmiştir. Buna göre zilyet, her türlü gasp veya saldırıları kuvvet kullanarak uzaklaştırabilecektir.
Zilyed rızası (izni) olmadan elinden alınan taşınmazsa, el koyanı kovacak, taşınırsa, eylem sırasında veya kaçarken elinden alacak böylece de, zilyetliğini koruyabilecektir. Haklı durum olmadan zilyedin kuvvet kullanması olanak dışıdır.
Zilyetliğin gaspında dava hakkı bulunmaktadır. Zilyetliği elinden alınan veya saldırıya uğrayan kişi, bu tür dava açabilecektir. Başkasının zilyet olduğu şeyi gasp eden o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse dahi, o şeyi zilyedine geri verecektir. Ancak geri vermemek için, zilyetten geri alınmasını gerektirecek üstün bir hakkı olduğunu hemen ispatlarsa, geri vermek zorunda kalmayabilecektir.
Açılacak dava, o şeyin geri verilmesine ve zararın giderilmesine dair istemleri içerecektir.
Zilyetliğe saldın yapılması halinde açılacak dava;
hususlarını kapsayacaktır. Zilyetliğine saldırıda bulunan saldırdığı şey üzerinde hak iddia etse bile, zilyetliği saldırıya uğrayan ona karşı yukarıda açıklanan nedenlerle dava açabilecektir.
Zilyetliğe gasp ve saldırıdan dolayı açılacak davaları açma hakkı, zilyedin saldırıyı ve saldırıyı yapanı öğrendiği günden itibaren (2) ay ve her halde saldırının yapıldığı günden itibaren (1) yıl geçmekle düşecektir. Burada öngörülen dava hakkı süresi, zamanaşımı değil hak düşürücü süredir. Sürenin geçirilmesiyle artık bu tür dava açılamayacaktır.
Zilyetlik dolayısıyla hakkın korunması da yasada kurallara bağlanmıştır. Taşınırın zilyedi onun malikidir. Yani bir taşınırı elinde bulunduran o taşınırın malikidir ve genel kuralda bu yoldadır. Yeni Medeni Yasanın 985. Maddesi de bunu öngörmektedir. Önceki zilyetler de zilyetlikleri devam ettiği müddetçe o taşınırın maliki sayılacaklardır.
Bir taşınıra malik olma iradesi olmadan zilyet olan, taşınırı kendisinden iyi niyetle aldığı kişinin mülkiyet karinesine dayanabilecektir. Taşınıra ayni bir hak veya kişisel hak iddiasıyla zilyet olanın iddia ettiği hakkın varlığı karine olarak kabul edilecektir. Ancak bu karine taşınırı kendisine vermiş olana karşı ileri sürülemeyecektir.
Bir taşının elinde tutan, kendisine karşı açılan her davada üstün hakka sahip olduğunu ileri sürebilir. Yalnız gasp ve saldırıya ait kurallar göz önünde tutulacaktır.
Taşınır bir malın emin sıfatıyla zilyetten mülkiyet veya ayni hak elde edenin bu edimi, korunacaktır.
Kaybedilen ve çalman eşya bakımından taşınırı çalınan, kaybolan veya iradesi dışında başka şekilde elinden çıkan zilyet, o şeyi elinde bulunduranlara karşı (5) yıl içinde dava açma hakkına sahip olabilecektir. Bundan başka, bu taşınır mal, açık artırmadan, pazardan veya benzeri eşya satanlardan iyi niyetle alınmış ise, ancak iyi niyetli birinci (ilk) ve sonraki edinenlere karşı açılacak dava, yalnızca ödenen bedelin geri verilmesi koşuluna dayanacaktır. Diğer hususlarda zilyedin haklarıyla ilgili kurallar uygulanacaktır.
Şurasını önemle belirtelim ki, zilyet, isteği dışında elinden çıkmış bulunsa bile, para ve hamiline yazılı senetleri iyi niyetle elde etmiş kişiye karşı taşınır davası açamayacaktır. Ancak, iyi niyetli değilse, önceki zilyet her zaman taşınır davası açabilecektir. Önceki zilyet de kötü niyetli ise, sonraki zilyede karşı dava açamayacaktır.
Tapuda kayıtlı taşınmazlarda, zilyetlikten doğan davalar, ancak, tapu malikleri tarafından açılabilecektir. Yalnız bu taşınmaz üzerinde fiili hakimiyeti bulunan yani kullanan kimse gasp ve saldırı nedeniyle dava ikame edebilecektir. (Örneğin: Kiracının üçüncü kişiler hakkında kiralananla ilgili dava açması gibi)
İyi niyetle zilyedi bulunduğu şeyi, hakkına uygun biçimde kullanan, ondan yararlanan zilyet, bu yüzden geri vermekle borçlu olduğu kişiye ayrıca bir tazminat ödemek zorunluluğu bulunmamaktadır. İyi niyetli zilyet, o şeyin kaybolması, yok olması yahut hasara uğraması nedeniyle sorumlu tutulmayacaktır. Bundan başka, iyi niyetli zilyet, kullandığı şey için zorunlu ve yararlı harcamalarını, geri vermeyi isteyen kişiden talep edebilecek, bu kişi vermediği taktirde de dava açabilecektir. Bu harcamalar ödeninceye kadar da hapis hakkını kullanarak o şeyi elinde tutacak ve geri vermeyecektir. Diğer giderler için de tazminat işleyemeyecektir. Zilyedin elde ettiği giderler de alacaklarına mahsup edilecektir.
Kötü niyetli zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız olarak vermez ve alıkoyarsa, bu yüzden hak sahibine tazminat ödemek zorundadır. Ayrıca, yaptığı masrafların hak sahibi için zorunlu olanlarını isteyebilecektir. Bundan başka, zilyet olduğu şeyi kime vereceğini bilmediği sürece de, kusuruyla verdiği zarardan sorumlu tutulacaktır.
Kazandırıcı zamanaşımından yararlanma hakkına sahip olan zilyet, zilyetliği devraldığı kişi de aynı hakka sahipse, onun zilyetlik süresini de kendi zilyetlik süresine ekleyebilecek, ona göre kazandırıcı zamanaşımından yararlanabilecektir.
Zilyetliğin korunması onunla ilgili davalar sulh hukuk mahkemesinde görülmektedir. Yetkili mahkeme ise, zilyedin kullanımında bulundurduğu taşınmazın veya taşınırın bulunduğu veya saldırıyı yapan davalının veya tazminat borçlusunun yerleşim yeri mahkemeleri olacaktır.
Sulh Hukuk Mahkemesidir.
olmak üzere zilyetliğin korunması ile ilgili davalar açılabilir
Zilyetliğin gaspı ve zilyetliğe saldırılardan dolayı dava açma hakkı, zilyedin (davacının), zilyetliğini gasp edeni ve gaspı öğrendiği günden itibaren (2) ay ve herhalde gaspın yapıldığı günden itibaren (1) yıl içinde kullanılmalıdır. Bu süre içinde dava açılmadığı taktirde, dava açma hakkı düşecektir. Bu süreler hakkı düşüren sürelerdir.