MADDE 277.- Bir davanın taraflarından birinin veya bir kaçının veya sanıkların veya davaya katılanların, mağdurların leh veya aleyhinde, yargı görevi yapanlara emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun adı geçenleri hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadardır.
Bu suç tanımıyla korunan hukuksal yarar, hukuk ve ceza davalarında yargılamanın adil bir şekilde yapılmasının ve adalete olan güven duygusunun devamının sağlanması ve adliyenin her türlü dış müdahalelerden korunmasıdır.
Bu suçun maddi konusu, yargı görevi yapan kişilerdir. Suç, herhangi bir yargı görevi yapana karşı işlenebilir. TCK'nun 6/1-d bendindeki tanıma göre "yargı görevi yapan" deyiminden; yüksek mahkemeler ve adli, idari ve askeri mahkemeler üye ve hâkimleri ile, Cumhuriyet savcısı ve avukatlar anlaşılır.
Bu suçun faili, herhangi bir kimse olabilir. Failin sıfatı, makamı, kamu görevlisi ya da sivil bir vatandaş olması önem taşımaz.
Bu suçun maddi unsuru, bir davanın taraflarından birinin veya bir kaçının veya sanıkların veya davaya katılanların, mağdurların leh veya aleyhinde yargı görevi yapanlara emir vermek veya baskı yapmak veya nüfuz icra etmek veya her ne suretle olursa olsun adı geçenleri hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs etmektir. Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde faile daha az ceza verilmesi öngörülmüştür. Burada iltimastan maksat, hatıra binaen ricada bulunmaktır. Başka bir ifadeyle iltimas, yargı görevi yapanlar nezdinde söz sahibi olduğuna inanarak davada taraf veya süje konumundakilerden birini tutmasını istemektir.
Suç, emir verme, baskı yapma, nüfuz icra etme veya hukuka aykırı olarak etki yapmaya girişme biçimindeki seçimlik hareketlerden birinin işlenmesiyle oluşur. Bu hareketlerin sonucunda mahkemenin etkilenip etkilenmemesi ve suç tanımında sayılan davanın süjelerinden birinin leh ve aleyhine hüküm verilip verilmemesi suçun oluşumu bakımından önem taşımaz.
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunda (277.md.) alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunmak suretiyle soruşturma veya kovuşturmada hâkim veya savcıyı dolaylı olarak etkilemeye teşebbüs edilmesi söz konusu olmasına karşın, 288.maddede yargı görevi yapanları doğrudan etkilemeye teşebbüs edilmesi söz konusu olup aleniyet aranmamıştır.
Bu suçun manevi unsurunun oluşabilmesi için failin genel ve doğrudan kastla hareket etmesi gerekli ve yeterlidir. Ayrıca özel kast aranmaz. Suçun olası kastla veya taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Kovuşturma: Bu suçun soruşturma ve kovuşturması C.Savcılığınca genel hükümlere göre re'sen yapılır. Fail bir kamu görevlisi olsa bile bu suçun görevle ilgisi bulunmadığından 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.
Görevli Mahkeme: 5235 sayılı Kanunun 10. ve 11.maddeleri uyarınca, bu suçun 277/1.fıkranın ilk cümlesinde sayılan hareketlerle işlenmesi halinde görevli mahkeme asliye ceza mahkemesi, suçun 277/1. fıkranın son cümlesinde yer alan "iltimas derecesini geçmeyen" etkilemeye teşebbüs biçiminde işlenmesi halinde ise görevli mahkeme sulh ceza mahkemesidir.
Suçun Yaptırımı: 277/1-l.cümlede yer alan suçun yaptırımı iki yıldan dört yıla kadar, 1.fıkranın son cümlesindeki suçun yaptırımı ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.
Dava Zamanaşımı: TCK'nun 66/1-e bendi uyarınca bu suçların dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.