• 0352 211 11 11
  • info@metinpolat.av.tr
Velayetin Kaldırılması Davası Nedir? Nasıl Açılır?

Velayetin Kaldırılması Davası Nedir? Nasıl Açılır?

Velayetin Kaldırılması

4721 SAYILI T.M.K. unun 348. Maddesine göre Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velayetin kaldırılmasına karar verir:

Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bu­lunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getire­memesi,

Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlü­lüklerini ağır biçimde savsaklaması.

Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.

Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.

Eski M.K. un 274 üncü maddesini karşılayan bu hüküm, isviçre Medenî Kanu­nunun 311 inci maddesinden alınmıştır.

Maddenin birinci fıkrası, velayetin bu maddede öngörülen sebeplerle kaldırılabilmesinin ana koşulunu hükme bağlamıştır. Buna göre, velayetin kaldırılabilmesi için çocuğun korunmasıyla ilgili diğer önlemlerin uygulanmış ve bundan bir sonuç alınmamış ya da bu önlemlerin daha başlangıçta yetersiz kalacağının anlaşılmış olması gerekir. Önceden aldığı önlemlerden bir sonuç alamayan veya alınması söz konusu olabilecek önlemlerin hiçbirinin sonuç vermeyeceğini daha baştan anlayan hâkim, aşağıdaki sebeplerden birinin varlığı hâlinde, velayetin kaldırılmasına karar vermelidir.

Velayetin kaldırılması sebeplerinden birincisi, maddenin ilk fıkrasının (1) nu­maralı bendine göre, ana ve babanın velayet görevini bazı sebeplerle gereği gibi yerine getirememesidir. Görevin gereği gibi yerine getirilememesi ana ve babanın deneyimsizliği veya hastalığı ya da özürlü olması yahut başka bir yerde bulunması sebebiyle meydana gelebileceği gibi, başka bir sebeple de meydana gelebilir. Böyle­ce, (1) numaralı bentteki bu sayım sınırlı bir sayım değildir. Sayımda yer alan se­beplerin ortak özelliği, velayet görevinin gereği gibi yerine getirilmesini engelleyen ve belli bir süreklilik arzeden sebepler olmasıdır. Bu bentte yapılan ve velayet göre­vinin yerine getirilmesini engelleyen sebepler sınırlayıcı olmadıkları için, bu mad­dede, eski metinden farklı olarak, yer almayan "kısıtlılık" da velayet görevinin ge­reği gibi yerine getirilmesini engelleyen sebepler arasında değerlendirilecektir; çün­kü, "kısıtlı" bir kişinin, o kişi ayırt etme gücüne sahip olsa bile, zaten kendisi sınırlı ehliyetsiz olan bir kişi olarak, velayet görevini gereği gibi yerine getiremeyeceği açıktır. Kısıtlı ayırt etme gücüne sahip değilse, o zaman da tam ehliyetsizdir ve elbetteki o da öncelikle bu bendin kapsamına girer.

Maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde belirtilen ikinci sebep ise, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı olan yükümlülük­lerini ağır bir biçimde savsaklamasıdır.

Maddenin üçüncü fıkrasına göre, velayet ana ve babanın her ikisinden de kaldı­rılırsa, çocuğa bir vasi atanır.

Son fıkrada ise, kaldırma kararında aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması­nın mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsayacağı hükme bağlanmıştır.

Velayetin değiştirilmesi için, yeni bir olayın olması ve bu durumun velayet gö­revini aksatmış olması gerekirken velayetin kaldırılması için velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması gerekir.

Ana Babanın deneyimsizliği: Velayetin tanımı yapılırken de belirtildiği gibi, ço­cuğun doğum anından ergin olana kadar ki dönem içinde onların beslenip barındı­rılması, eğitimi, sağlık sorunları, sosyal ve etik bakımdan topluma hazır hale getiril­mesi, çocuğun mesleki olgunluğa erişmesi, çocuğun mallarının ve şahsının idare ve temsil edilmesi velayet hakkının sonucudur. Ana ve babanın deneyimsizliği sebebiy­le çocuğun sağlığı tehlikeye düşmüş olması halinde bunun velayetin kaldırılması sebebi olacağı kuşkusuzdur. Ana ve babanın bu görevleri deneyimsizliği sebebiyle yerine getirememesi halinde hâkim ana ve babanın velayetinin kaldırılmasına karar verir. Ana ve babanın sadece yoksul olması velayetin kaldırılması nedeni kabul edi­lemez. Bu halde velayetin kaldırılmasına karar verilebilmesi için ana ve babanın çalışmaktan kaçınması ve bu yüzden velayet görevini yerine getirememesi gerekir. Yargıtay bir kararında "davalı babanın eve bakmadığı, çocuklarla ilgilenmediği, devamlı içki içip kumar oynadığı, onları yere yatırıp silah çekip ateşlediği anlaşıldı­ğına göre velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Yargı­tay başka bir kararda da "kadının boşandıktan sonra belli bir kişiyle evlilik dışı ilişki kurması tek başına velayetin nezini gerektirmez. Bu yaşantının çocuğun ahlaki ge­lişmesine olumsuz etkilediğinin kanıtlanması gerektiğine" karar vermiştir.

A- Ana ve Babanın Hastalığı ve Özürlü Olması

Ana ve babanın her tür hastalığı velayetin kaldırılması sebebi kabul edilemez. Bazen öyle durumlar olur ki hem ananın hem de babanın hastalığı onların velayet görevinin gerektirdiği hak ve yükümlülükleri yerine getirmelerine engel olması sonucunu doğurmaktadır. Bu durum çocuğun sağlığını, eğitimini ve hepsinden önemlisi bütün bir yaşantısunı olumsuz etkileyecekse ana ve babadan velayetin kaldırılması gerekir.

Ancak ana ve baba evli ve bunlardan sadece biri bu görevini aksatacak bir has­talığa tutulmuş ve diğer eş velayet görevini gereği gibi yapabiliyorsa velayetin kal­dırılması gerekmeyecektir.

Ana ve baba velayet hak ve yükümlülüklerini yerine getiremeyecek derecede özürlü iseler çocuğu bakımsız halde bırakmak olanaksız olduğundan velayetin kaldırılmasına karar vermek gerekir. Ancak ana ve baba bedensel özürlü olmaktan dolayı velayet hak ve yükümlülüklerini yerine getirememekle beraber çocuğa baka­bilecek bir ortam hazırlamışlar, örneğin bakıcı tutmuşlar veya çocuğa yakınları aracılığıyla bakıyorlarsa onları son derece ağır koşulları olan velayetin kaldırılması felaketi ile karşı karşıya bırakmak zalimane bir anlayış olacaktır.

B- Ana ve Babanın Kısıtlanması

Ana baba akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlığı, ayyaşlığı, kötü idaresi, yaşlılığı, sakatlığı veya tecrübesizliği sebebiyle kısıtlanmışsa bu halde de velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.Aile Mahkemesi Hâkimi, Aile Mahkemesi kurulmamışsa Asliye Hukuk Yargıcı ana babanın kısıtlandığını saptadığında vela­yetin kaldırılmasına ve çocuğa bir vasi tayin edilmesine karar vermelidir,

C- Velayet Hak ve Görevinin Ağır Şekilde Kötüye Kulllanılması

Ana babanın çocuklarını aşırı bir şekilde dövmesi, onları suç işlemeye zorlama­sı, dilendirmesi, çocuklara karşı cinsel bir suç işlemesi, onlara şiddet uygulaması, toplumun değer yargılarına ve inanışlarına aykırı bir duruma zorlamaları, çocuğun çıkarlarına aykırı bir duruma razı olması için zorlanması velayet hak ve görevinin kötüye kullanılması olarak kabul edilmelidir.

D- Velayet Hak ve Görevinin Aşırı Derecede Savsaklanması

Velayetin kapsamı; 4721 sayılı T.M.K. un 339. Maddesine göre çocuğun bakım ve eğitimi ve çıkarlarının korunmasını, çocuğun adının konmasını, 4721 sayılı T.M.K. un 340/2. Maddesine göre bedensel ve zihinsel özürlü olan çocuğa yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek bir eğitim vermesini, 4721 sayılı T.M.K. un 339/ 3. Maddesine göre çocuğa yaşamını düzenleme olanağı tanınmasını, çocuğun dini eğitiminin belirlenmesini, 4721 sayılı T.M.K. 342. Maddesine göre çocuğun yasal olarak temsil edilmesini ifade etmektedir. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi gös­terme yükümlülüğü de velayet hak ve yükümlülüğünün kapsamı içinde kabul edilmelidir. Ana ve babanın bu ve buna benzer yükümlülüklerini ağır bir şekilde savsaklaması da velayetin değiştirilmesi sebebidir. Ancak savsaklamanın önemli ve devamlı olması çocuk için ağır sonuçlarının olduğunun kanıtlanması gerekir. Ana ve babanın zorunlu sebeplerle ve sürekli olmayan savsaklaması velayetin kaldırıl­ması sebebi olmamalıdır.

Yargıtay bir kararında "velayet verilen ananın çocuğu kendi anasına bırakıp gitmesini ve başkasıyla evlilik dışı yaşantısından iki çocuğu olmasına karşın bu dönemde çocukla hiç ilgilenmemesini" velayetin kaldırılması sebebi kabul etmiştir. Çocuğun tedavisinin uzun süre savsaklanması, çocuğun eğitimiyle hiç ilgilenilme-mesi başıboş bir yaşama terk edilmesi gibi hallerde velayetinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

E- Ana Babanın Bazı Suçlardan Mahkumiyeti

Türk Ceza Kanununun 435. Maddesine göre ana baba reşit olmayan çocuklarına karşı fuhşiyata tahrik ve benzen bir suç işler veya böyle bir suça iştirakten, onları fuhuşa teşvik etmekten, kadm ticareti yapmaktan dolayı mahkum olmuşsa velayet hakkı kaldırılır. Bu tür suçlar kamunun edep duygularına ve aile düzenine karşı işlenen suçlardır. Kanun koyucu böyle bir suç işlenmesi halinde işi hukuk mahke­mesine bırakmadan ceza mahkemesinin mahkumiyet kararıyla birlikte T.C.K. unun 437. Maddesi gereğince velayetin kaldırılmasına da karar verilmesi gerektiğini ön­görmüştür.

F- Yeniden Evlenme

4721 sayılı T.M.K. unun 349. Maddesine göre "Velayete sahip olan ana veya ba­banın yeniden evlenmesi velayetin kaldırılmasını gerektirmez". Yeniden evlenme tek başına ne velayetin değiştirilmesi ne de velayetin nezi sebebidir. Yeniden ev­lenme sonucu ortaya çıkan duruma göre velayet hak ve yükümlülüğünün aksatıl­ması söz konusu olmak koşuluyla derecesine göre velayetin değiştirilmesi veya kaldırılması söz konusu olabilir.

4721 sayılı T.M.K. unun 351. Maddesine göre velayetin kaldırılması sebebi orta­dan kalkmak koşuluyla Yargıç ya kendiliğinden da ana ve babanın başvurusu üze­rine velayeti geri iade ile yükümlüdür.

Çocuklardan birinin velayetinin kaldırılması kararı aksi belirtilmedikçe diğer çocukları da etkiler. Bu durumda velayetin kaldırılması kararı ilerde doğacak ço­cukları da kapsar.

Ana babadan velayet kaldırılınca çocuğa bir vasi atanır. Velayetin nezine karar veren Asliye Hukuk Yargıcı kendisi vasi atamakla görevli olmadığından vasi atan­ması için Sulh Hukuk Yargıcına ihbarda bulunmalıdır. Vasi atama görevi Sulh Hu­kuk Yargıcının görevidir.

Velayetin kaldırılmasında( nez) yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahke­mesidir.


WhatsApp
Hemen Ara