Velayet ana baba ile çocuk arasında soybağı (nesep) ilişkisinin doğal bir sonucudur. Çocuğun doğum anından ergin (reşit) olana kadarki dönem içinde onların beslenip barındırılması, eğitimi, sağlık sorunları, sosyal ve etik bakımdan topluma hazır hale getirilmesi, çocuğun mesleki olgunluğa erişmesi, çocuğun mallarının ve şahsının idare ve temsil edilmesi velayet hakkının sonucudur. Yargıtay 2. Hukuk Dairesine göre; ergin (reşit) olmayan çocuklarla kısıtlanan çocukların bakım ve korunmasını sağlamak için onların mallan ve şahısları üzerinde ana babanın sahip oldukları görevlerin, hakların, yetkilerin hepsine birden velayet denir. Ana babanın çocuğun şahsına ve mallarına karşı doğrudan görevleri vardır. Çocuğun şahsına karşı görevleri ona bakmak, geçimini sağlamak, onu yetiştirmek, fikri ve ruhi bakımdan terbiye etmektir.
Velayet ergin olmayan çocuklarla ergin oldukları halde akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlığı, ayyaşlığı, kötü idaresi, yaşlılığı, sakatlığı veya tecrübesizliği sebebiyle kısıtlılık altına alınanların şahıslarının ve mallarının idaresini, onların korunmasını ve temsilini sağlamak için ana ve babaya verilen hak ve yükümlülükleri ifade eder."
Velayet hakkı sadece ana ve babaya tanınan bir haktır. Akrabalık derecesi ne kadar yakın olursa olsun başka hiç kimsenin velayet hakkı yoktur, Ancak koşullar varsa vesayet hakları olabilir.
Velayetin Kapsamı: M.K. un 339. Maddesine göre ana ve baba çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun çıkarlarını göz önünde bulundurarak gereken tedbirleri almak ve uygulamak hakkına sahiptir. Ana ve baba M.K. un 340. Maddesine göre çocuğu olanakları elverdiği ölçüde eğitmek onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlamak ve korumakla görevlidirler. M.K. un 340/2. Maddesine göre ana ve baba bedensel ve zihinsel özürlü olan çocuklarına yetenekle ve eğilimlerine uygun düşecek bir eğitim vermek yükümlüdür. M.K. un 339/ 3. Maddesine göre ana baba çocuğa yaşamını düzenleme olanağı tanımakla görevlidir. Çocuğun dini eğitimini belirleme hakkı 4721 sayılı T.M.K. 341. Maddesine göre ana ve babaya verilmiştir. 4721 sayılı T.M.K. 342. Maddesine göre ana ve baba çocuğun yasal temsilcisidir. Velayet koşullu olarak verilemeyeceği gibi velayet hakkı bölünemez. Kişisel ilişkinin de velayet hakkının kullanılmasına engel olacak ölçüde olmayacak şekilde düzenlenmesi gerekir.
Çocuk ya evlilik içinde doğar ya da evlilik dışı bir ilişkinin ürünü olarak dünyaya gelir, ya da evlat edinme gibi sözleşmeye dayanan bir hukuki ilişkiden hasıl olur. M. K. un 282 maddesi çocuk ile ana arasında soy bağının doğumla kurulacağını öngörmektedir. Çocuk ister evlilik içi doğmuş olsun isterse evlilik dışı doğmuş olsun hukuken de çocuğun anası doğuran kadındır. 4721 sayılı T.M.K. un 282, Maddesinin gerekçesinde maddenin birinci fıkrası, aslında doğal ve hukukî bir gerçeği dile getirmekle birlikte, medenî kanunun soy bağını düzenleyen hükümlerinde, çocuk ile baba arasında olduğu gibi, çocuk ile ana arasındaki soy bağının da nasıl kurulduğunu açıklayan bir hükmün bulunması gerekli görülmüştür. Maddenin kenar başlığı da "Genel olarak soy bağının kurulması" olup bu hükümde, çocuk ile baba arasındaki soy bağının nasıl kurulduğu meselesinden önce, çocuk ile ana arasındaki soy bağının nasıl kurulduğu meselesinin açıklanması uygun görülmüştür.
Böylece birinci fıkra, "çocuğun anası, onu doğuran kadındır" şeklindeki doğal hukuk ilkesinin kanunun soybağına ilişkin hükümlerinin en başında açıkça ifade edilmesini sağlamaktadır.
Yeni 4721 sayılı T.M.K. un 285. Maddesi hangi hallerin "Kocanın babalığına karine teşkil edeceğini " düzenlemiştir. Buna göre "Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu kabul edilmektedir. Üçyüz günlük süre, evlilik butlan veya boşanmayla sona ermiş olması halinde hükmün kesinleşme tarihinden ölüm halinde ölüm tarihinden itibaren başlayacaktır. Yine üçyüz günlük süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ancak ananın evlilik sırasında gebe kaldığının kanıtlanması ile olanaklıdır. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlamaktadır.
Evliliğin boşanma veya butlanla veya ölümle sona ermesinden itibaren üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Yani çocuk evliliğin devamı sırasında doğan çocuk olarak kabul edilir. Çocuk evlilik içinde doğmuş gibi kabul edilir. 4721 sayılı T.M.K. unun 292. Maddesine göre "çocuk evlilikten önce doğduğu halde anne ve baba sonradan evlenmişlerse bu halde de çocuk evlilik içinde doğmuş gibi kabul edilmektedir".
Evlat edinme sözleşmesi sadece evlat edinenle evlatlık arasında düzgün bir soy bağı oluşturur. 4721 sayılı T.M.K. un 314. Maddesine göre "ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçer" Evlat edinme sözleşmesi yapılması sonucu çocuk doğrudan doğruya evlat edinenin velayeti altına girer. Velayetin ayrıca Yargıç tarafından düzenlenmesine gerek yoktur. Ana veya babadan birinin ölmesi halinde velayet kendiliğinden sağ kalan tarafa geçer.