Uzlaştırma, CMK 253/1 maddede sayılan suçlarda kararın uyuşmazlığın taraflarınca verildiği, bu şekilde mahkeme önüne gitmeden toplumsal barışın sağlandığı modern bir muhakeme usulüdür.
Uzlaştırma teklifi, soruşturma başladıktan ve “yeterli şüphe” elde edildikten sonra yapılır. CMK 253/5 gereğince; uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
Uzlaştırma muhakemesinin başlayabilmesi için mağdurun, suçtan zarar görenin ve şüphelinin uzlaştırma muhakemesi yapılmasını kabul etmeleri gerekir. Taraflardan biri kabul etmezse, süreç işlemez.
Birden fazla mağdur veya SZG varsa, hepsinin uzlaştırmayı kabul etmesi gerekir (CMK 253/7). Birden fazla şüpheli varsa, uzlaşmayı kabul edenle uzlaştırma yapılır (CMK 255).
Şüphelinin uzlaştırma teklifini kabul etmesi suçu ikrar ettiğini göstermez. Müzakerelerde yapılan açıklamalar delil olarak kullanılamaz (CMK 253/20).
Uzlaştırma için görüşme teklif edilmesi veya uzlaştırma için görüşme teklifinin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delilerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasını engel olmaz.
Eğer kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilecekse, yani Cumhuriyet savcısı CMK 171 ile 172/1 maddeleri birlikte değerlendirdiğinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilecek ise uzlaştırma teklifi yapılamaz.
Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılır (CMK 253/4). Uzlaştırma görüşmelerine katılmamak da, uzlaşmayı kabul etmemenin sonuçlarını doğurur (CMK 253/13, cü. 2).
Uzlaştırma teklifi reddedilse bile, tarafların özgür iradeleriyle anlaştıklarını gösteren bir belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurmaları olanaklıdır (CMK 253/16). Tarafların haricen anlaşmaları durumda, uzlaştırmacı görevlendirilmeden de soruşturma evresinde uzlaştırma sağlanabilir.
Uzlaştırma teklifinin yapıldığı an uzlaştırma muhakemesi başlar.
Uzlaşmanın gerçekleşmesi, ceza muhakemesi açısından önemli bir aşamadır. Adeta bir dönüm noktasıdır. Uzlaşma gerçekleşirse, uzlaştırmacı bir rapor hazırlar. Tarafların imzalarını taşıyan bu raporda ne konuda anlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır (CMK 253/15). Bu rapor, uzlaştırma işlemi soruşturma evresinde yapılmışsa verilen belgelerle birlikte, Cumhuriyet Savcısına veya kovuşturma evresinde hakime veya mahkemeye verilir. Bu andan itibaren, daha önce durmuş olan zaman aşımı tekrar işlemeye başlar (CMK 253/21).
Uzlaştırma olur ve edim bir defada yerine getirilirse, Cumhuriyet Savcısı, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vereceğinden (CMK 253/19), şüpheli veya sanık sıfatları sona erer.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz (CMK 172/2).
Kanun yolu açıktır. Uzlaşmaya tabi suçlarda, uzlaşma yolu denenmeden verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı da itiraz edilebilen kararlardandır (CMK 172).
Uzlaştırma gerçekleştiği için (uzlaştırma iradesinin fesada uğramadığı konusunda gerekli kanıya ulaşılmışsa, yani uzlaştırma Cumhuriyet Savcısı veya mahkemece kabul edilmiş ise), uzlaştırma giderleri artık Devlet Hazinesince karşılanan bir yargılama gideri sayılır (CMK 253/22).
Mağdur soruşturma konusu suç dolayısı ile, artık tazminat davası açamaz. Mağdur veya suçtan zarar gören, hukuki giderim yollarına başvuramayacağı gibi, ceza soruşturma veya kovuşturması devam ederken, aynı zamanda bu sürecin sonucunu beklemeden hukuk mahkemelerinde dava açmış veya bir icra takibine girişmiş ise bu davadan ve takipten feragat etmiş sayılır (CMK 253/19).
Edimin yerine getirilmemesi halinde uzlaştırma raporu veya belgesi İcra ve İflas Kanunun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini taşıyan belgelerden sayılacağı için, mağdur veya suçtan zarar görenin (uzlaşanın) yasal icra takip yollarına gitmesi olanaklıdır.
Şüpheli, koruma tedbirleri nedeni ile tazminat davası açamaz. Şikayetten vazgeçme ile uzlaştırmanın, şüphelinin haksız koruma tedbiri tazminatı istemesi yönünden birleştikleri bir nokta da vardır: şikayetten vazgeçme veya uzlaştırma nedeniyle hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı veya düşme kararı verilenler, kamu davası geçici olarak durdurulanlar, kamu davası ertelenen veya düşürülenler tazminat isteyemezler (CMK 144/1-c). Oysa, bu konudaki temel kural uyarınca, yakalanan veya tutuklanan şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirse, şüpheli Devletten tazminat isteyebilir (CMK 141/1-e). Görüldüğü gibi uzlaştırmada bir istisna vardır.