DAVANIN HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU
T.C YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 13430
Karar: 2016 / 8027
Karar Tarihi: 04.05.2016
ÖZET: Mahkemece, maddi ve hukuki olgular gözetilerek 6100 sayılı HMKnın 114/1-(h) bendi gereğince davanın hukuki yarar yokluğundan HMKnın 115.maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile - davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
(6100 S. K. m. 114)
Dava ve Karar: Davacı, emekli olmak istediğinden yasal haklarının zaafa uğramaması için haklarının yerine getirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalı Kurumun ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya bağlanması gereken aylık miktarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile bağlanması gereken aylık miktarının net 691,87 TL olması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Somut olayda davacı, 15.03.2011 tarihinde yurt dışında geçen süreyi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanmak ve 18.05.2011 tarihinde ise 4/1-(b) bendi kapsamındaki prim borçlarını 6111 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırmak için Kuruma başvurmuştur.
Kurumun 18.05.2011 gün ve 10537754 sayılı yazısı ile davacıya ödemesi gereken ihya (yapılandırma) ve borçlanma bedelinin 41.742,56 TL olduğu ve ödemesi halinde 544,00 TL aylık bağlanacağı bildirilmiştir. Dosyada bulunan 27.05.2014 tarihli hizmet döküm cetvelinden anlaşılacağı üzere davacının 4/1-(a) bendi kapsamında 884 gün sigortalılık süresi bulunmakta ise de yurt dışı borçlanma bedelini ödemediği gibi 4/1-(b) bendi kapsamında primi ödenmiş (ihya edilmiş) hizmeti de bulunmamaktadır. Davacının borçlanma ve ihya (yapılandırma) bedelini ödemesi halinde aylığa hak kazanacağı kabul edilerek bilirkişi tarafından hesaplanan miktar mahkeme tarafından hüküm altına alınmıştır.
Davacının aylık bağlama talebi bulunmadığından, Kurumca primi ödenmiş süreler üzerinden hesaplanmış, icra ve dava edilebilir bir aylık kararı da bulunmamaktadır.
Kurumun 18.05.2011 gün ve 10537754 sayılı yazısı ile davacıya bildirdiği yaklaşık aylık miktarı icra edilebilir ve dava konusu edilebilir bir Kurum işlemi olmadığından ve taraflar arasında gerçek anlamda yaşlılık aylığının miktarına dair henüz bir husumet (uyuşmazlık) doğmadığından mahkemece borçlanma ve ihya bedelinin ödendiği varsayılarak Kurumca ödenmesi gereken aylık miktarına dair hüküm kurulamaz. Aylık miktarının dava edilebilir olması için, aylığa hak kazanılmasından sonra Kurumca aylık bağlama kararı verilerek miktarın hesaplanması ve Kurumca davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekir. Somut olayda Kurumun 18.05.2011 gün ve 10537754 sayılı yazısında belirtilen aylık miktarına dair açıklamanın bu nitelikte olmadığı açıktır.
Mahkemece, yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözetilerek 6100 sayılı HMKnın 114/1-(h) bendi gereğince davanın hukuki yarar yokluğundan HMKnın 115.maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 04.05.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi.