MADDE 289.- Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmıış olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kişinin bu malın sahibi olması halinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir.
Birinci fıkrada tanımlanan suçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya bunun mümkün olmaması halinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezaların beşte dördü indirilir.
Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olan kişi, adli para cezası ile cezalandırılır.
Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında elkonulan eşyayı amacı dışında kullanan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Maddede tanımlanan suçlar, esas itibarıyla güveni kötüye kullanma suçunun özel bir şeklini oluşturmaktadır. Ancak, malın kişiye özel bir görevin gereği olarak teslim edilmiş ve kişinin bunları olduğu gibi muhafaza ile ödevlendirilmiş olması nedeniyle fiil, aynı zamanda bir görevin kötüye kullanılmasını da ifade etmektedir.
Bu suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar, kamu idaresinin otoritesi ile adaletin sağlanması, dolayısıyla adliyenin korunmasıdır.
Maddede tanımlanan suçların maddi konusu, muhafaza edilmek üzere resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mallardır.
Suça konu olan taşınır malın değerinin azlığı veya fazlalığı cezanın tayininde önem taşımaz.
Bu suçlar fail bakımından özgü suç niteliğindedir. Suçun faili, 1. ve 3. fıkralarındaki suçlarda muhafaza edilmek üzere kendisine rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan malın resmen teslim edildiği kişidir. Kesmen teslimden maksat, mevzuat hükümleri gereğince yapılan teslimdir. Resmen teslim, eşyanın kişiye fiilen teslimi anlamına da gelir. Faile yedieminliğin hukuki ve cezai sonuçlarının anlatılmamış olması, suçun oluşumunu etkilemez.maddenin 4. fıkrasındaki suçun faili kamu görevlisi (örneğin adli emanet memuru) veya soruşturma ve kovuşturma kapsamındaki eşyayı amacı dışutda kullanan herhangi bir kimse olabilir.
a) Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: Maddenin 1.fıkrasındaki suçun maddi unsuru, suçun konusunu oluşturan muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde failin teslim amacı dışında tasarrufta bulunması ile oluşmaktadır. Teslim amacı muhafaza olduğuna göre, suçun konusunu oluşturan malın örneğin satılması, başkasına verilmesi gibi, bu amaçla bağdaşmayan davranışlar, bu suçun oluşumuna
neden olacaktır.
b) Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: Bu fıkrada, birinci fıkranın konusunu oluşturan eşya ile ilgili olarak bir taksirli suç tanımına yer verilmiştir. Bu suçun maddi unsuru, failin, muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim edilen rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden olması ile oluşmaktadır. Suçun failinin malın sahibi olması bu taksirli suç bakımından cezada indirim nedeni sayılmamıştır. Taksirli hareket yapma (icra) biçiminde olabileceği gibi yapmama (ihmal) biçiminde de olabilir. Failin sorumluluğu için suça konu olan malın kaybolması veya bozulması şeklindeki netice ile icrai veya ihmali şekildeki hareketi arasında neden-sonuç ilişkisinin (nedensellik bağının) bulunması, yani neticenin öngörülmemesinin "gerekli dikkat ve özen" yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla ortaya çıkması gerekir. Bu itibarla, failin suç tipindeki neticeye yönelik bir irade ile hareket etmemesine rağmen, uyulması gerekli kurallara karşı zorunlu olan ve beklenen dikkat ve özenin gösterilmemiş olması failin sorumluluğunun esasım oluşturmaktadır.
c) Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında el konulan eşyanın amacı dışında kullanılması, bu suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır. Suça konu olan eşyaya TCK veya özel bir kanunda (örneğin 6831 sayılı Orman Kanununda) suç olarak tanımlanmış bir fiilden dolayı soruşturma veya kovuşturma kapsamında elkonulmuş olabilir. Örneğin kaçak orman emvali taşıma suçunda kullanılan merkebin elkonulmasından sonra özel bir işte kullanılması halinde bu suçun oluştuğundan söz edilebilir.
Maddenin 1. ve 4.fıkrasındaki suçlar doğrudan kastla işlenebilir. Bu suçların olası kastla işlenmeleri mümkün değildir.
3.fıkradaki taksirli suçun manevi unsurun oluşabilmesi için, failin somut olayda kusurlu bir biçimde hareket etmiş olması gerekir. Failin gerekli objektif dikkat ve özeni gösterip göstermediği, manevi unsur açısından araştırılacaktır.
Kovuşturma: Bu suçların soruşturma ve kovuşturması C.savcılığınca genel hükümlere göre re'sen yapılır. Maddenin 3.fıkrasındaki suç önödeme (75.md.) kapsamındadır.
Görevli Mahkeme: 5235 sayılı Kanunun 10.maddesi uyarınca, bu suçlar dolayısıyla açılan davalara bakma görevi sulh ceza mahkemesine aittir.
Suçun Yaptırımı: Maddenin 1.fıkrasındaki suçun yaptırımı üç aydan iki yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezasıdır. Adli para cezası TCK 52. ve 61 .madde hükümleri gözetilerek tayin edilecektir. Failin suç konusu eşyanın sahibi olması halinde verilecek ceza yarı oranında indirilecektir. Maddenin 2.fıkrasındaki etkin pişmanlık koşullarının gerçekleşmesi halinde ise bu cezaların beşte dördü indirilecektir.
Maddenin 3.fıkrasındaki suçun yaptırımı adli para cezasıdır. Alt ve üst sınırı belirtilmeyen adli para cezasının gün sayısı beş gün ile yediyüzotuz gün sırasında takdir edilerek TCK'nun 52.maddesi uyarınca tayin edilmesi gerekir. 4.fıkradaki suçun yaptırımı ise bir aydan (49/1.md.) bir yıla kadar hapis cezasıdır.
d) Dava Zamanaşımı: Maddede tanımlanan suçların dava zamanaşımı süresi TCK'nun 66/1-e bendi uyarınca sekiz yıldır.