Kötü davranma, işkence, ilaç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel ve ruhsal müdahalelerin yapılması yasaktır (CMK 148/1, Yakalama Yönetmeliği)
Ceza yargılaması, toplum çıkarları ile birey çıkarlarının çatışma içinde olduğu bir alandır. İfade alma veya sorguya çekmede, yargılamada gerçeği bulma için çalışma yapılırken, bu husus gözardı edilmemelidir. Suçu ve suçluyu bulmak için, yargılamada bazı özgürlüğü kısıtlayıcı önlemler de kuşkusuz olacaktır. Fakat burada dengeyi gözden kaçırmamak gerekir. İnsan onuru hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Bu, Anayasa‟nın 17/3 maddesi gereğidir. İşte, ifade verenin veya sorguya çekilenin iradesinin baskı altında olmaması ve açıklamalarının özgür iradesine dayanması şarttır (CMK 148/1).
Yasa, yapılan somut soruşturmada, şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması gereksinimi ortaya çıktığında, bu işlemin ancak Cumhuriyet savcısı taralından yapılabileceğini, kolluğun böyle bir yetkisinin bulunmadığını belirtmiştir (CMK 148/5, Yakalama Yönetmeliği 24 /4). Kanun koyucu böylece, yasak ifade alma usullerinden biri olarak da, şüphelinin kolluk tarafından ikinci kez ifadesinin alınmasını göstermiştir.
Ancak, 670 sayılı OHAL KHK‟sının 8‟nci maddesine göre; Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmı Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar bakımından, şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlem, olağanüstü halin devamı süresince Cumhuriyet savcısı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine kolluk tarafından yapılabilir.
Müdafiin CMK 154 uyarınca şüpheli ile başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşmesinin engellenmesi, CMK149/3‟e aykırılık teşkil eder.
CMK, adli kolluğa tek başına adli işlem yapma yetkisi vermemiş (CMK 161/2), sadece olaya el koymak, tedbir uygulamak ve yakalama yetkisi (CMK 90) tanımıştır. Bu nedenle C. savcısının yazılı emri olmadan adli kolluğun ifade alması, kanuna aykırıdır. Dosyayı inceleyerek, ifade öncesinde C. savcısının adli kolluğa ifade alma emri verip vermediğini denetleyin.
Çocuk suçlarında kolluğa soruşturma işlemi yapma yetkisi verilmemiştir. ÇKK 15/1‟de bu suçlarda soruşturma yapma yetkisi bizzat C. savcısına verildiğinden, eğer kolluk tarafından ifade alınmışsa, yasaya aykırılık nedeni ile işlem yapın.
Kolluğun ifade almasının yasaklandığı bir diğer hal, yukarıda açıklandığı gibi, kolluğun daha önce ifade almış olması halidir (CMK 148/4).
Türkçe bilmeyen (CMK 202/1) veya engelli (CMK 202/2) sanık veya mağdurların tercümandan yararlanma hakkı vardır.
Ancak az kullanılan dillerde tercüman sayısının azlığı ve ehil tercüman bulunmaması dikkat çekmektedir.
Mahkemelerin tercüman bilirkişi olarak görevlendirdiği kişiler, daha sonra taraflarca da tercüman olarak kullanılmakta ve böylece bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi zedelenmektedir.
Menfaat çatışması olan dosyalarda bu durum daha da büyük bir sakınca oluşturmaktadır.
Tercüman bulundurma hakkı 2013 yılında 6411 sayılı Kanunla genişletilmiş ve 2016 yılında yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla da, iddianamenin tümünün tercüman tarafından tercüme edilmesi yerine, anlatılması şeklinde bir değişiklik yapılmıştır.