• 0352 211 11 11
  • info@metinpolat.av.tr
Ecrimisilin Tahsili Davası

Ecrimisilin Tahsili Davası

TAPU MALİKLERİNE DAHİLİ DAVA YOLUYLA DAVA AÇILAMAYACAĞI - KOOPERATİFE KARŞI HUSUMET YÖNELTİLEMEYECEĞİ - TARAF DELİLLERİ TOPLANIP DEĞERLENDİRİLEREK SONUCUNA GÖRE BİR KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 28290
Karar: 2016 / 8804
Karar Tarihi: 02.05.2016

ÖZET: Taraflar arasında akit bulunmaması nedeniyle istem haksız fiilden doğan tazminat niteliğinde olduğundan, uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bütün halleri öğrenmiş olması demektir. Davacı, faili ve zararın miktarını, ……… tarihinde kesinleşen ………….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ………… Esas ………. sayılı Kararı ile öğrenmiş olduğundan, bu kararın kesinleştiği tarihe kadar zamanaşımının duracağının kabulü ile ek davanın süresinde açıldığı sonucuna varılıp işin esasının incelenmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

(6100 S. K. m. 127) (4721 S. K. m. 995) (YHGK 04.06.2003 T. 2003/4-400 E. 2003/393 K.) (YHGK 03.12.2003 T. 2003/4-658 E. 2003/727 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki ecrimisilin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ecrimisilin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar davalı idarece HMK'nin 127.maddesi gereği zamanaşımı def'i süresinde yapılmış ise de; 09/12/1931 gün ve 23/44 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ecrimisil davalarında beş yıllık zamanaşımının uygulanacağı ve bu beş yıllık sürenin dava tarihinden geriye doğru hesaplanması gerektiği açıklanmıştır. İşbu dava; Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas 2012/222 Karar sayılı dosyasında fazlaya dair haklar saklı tutularak açılan kısmi davanın, ek davası niteliğindedir. Ecrimisil davaları TMK'nin 995.maddesine dayanan bir tazminat davasıdır.
Kural olarak, zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için alacaklının talepte bulunma hakkının varlığı veya bunun muacceliyet kazandığını öğrenmesi şart değildir.
Buna karşılık yasa, haksız fiil, haksız iktisap gibi durumlarda, anılan kurala önemli istisnalar getirmiş ve zamanaşımı süresinin başlaması sübjektif bir unsura, alacaklının belirle olguları öğrenmiş bulunması koşuluna bağlanmıştır. (Andreaz Von Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, Çeviren: Cevat Edege, C:1-2 Olgaç Matbaası, Ankara 1983, sayfa 697)
Nitekim, yukarıda açıklanan ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 04/06/2003 gün ve 2003/4-400 Esas 2003/393 Karar; 2003/4-603 Esas 2003/594 Karar; 03/12/2003 gün ve 2003/4-658 Esas 2033/727 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Taraflar arasında akit bulunmaması nedeniyle istem haksız fiilden doğan tazminat niteliğinde olduğundan, uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bütün halleri öğrenmiş olması demektir. Davacı, faili ve zararın miktarını, 22/05/2013 tarihinde kesinleşen Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas 2012/222 sayılı Kararı ile öğrenmiş olduğundan, bu kararın kesinleştiği tarihe kadar zamanaşımının duracağının kabulü ile ek davanın süresinde açıldığı sonucuna varılıp işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.05.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi. 

Ecrimisilin Tahsili Davası

TAPU MALİKLERİNE DAHİLİ DAVA YOLUYLA DAVA AÇILAMAYACAĞI - KOOPERATİFE KARŞI HUSUMET YÖNELTİLEMEYECEĞİ - TARAF DELİLLERİ TOPLANIP DEĞERLENDİRİLEREK SONUCUNA GÖRE BİR KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 28290
Karar: 2016 / 8804
Karar Tarihi: 02.05.2016

ÖZET: Taraflar arasında akit bulunmaması nedeniyle istem haksız fiilden doğan tazminat niteliğinde olduğundan, uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bütün halleri öğrenmiş olması demektir. Davacı, faili ve zararın miktarını, ……… tarihinde kesinleşen ………….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ………… Esas ………. sayılı Kararı ile öğrenmiş olduğundan, bu kararın kesinleştiği tarihe kadar zamanaşımının duracağının kabulü ile ek davanın süresinde açıldığı sonucuna varılıp işin esasının incelenmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

(6100 S. K. m. 127) (4721 S. K. m. 995) (YHGK 04.06.2003 T. 2003/4-400 E. 2003/393 K.) (YHGK 03.12.2003 T. 2003/4-658 E. 2003/727 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki ecrimisilin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ecrimisilin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar davalı idarece HMK'nin 127.maddesi gereği zamanaşımı def'i süresinde yapılmış ise de; 09/12/1931 gün ve 23/44 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ecrimisil davalarında beş yıllık zamanaşımının uygulanacağı ve bu beş yıllık sürenin dava tarihinden geriye doğru hesaplanması gerektiği açıklanmıştır. İşbu dava; Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas 2012/222 Karar sayılı dosyasında fazlaya dair haklar saklı tutularak açılan kısmi davanın, ek davası niteliğindedir. Ecrimisil davaları TMK'nin 995.maddesine dayanan bir tazminat davasıdır.
Kural olarak, zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için alacaklının talepte bulunma hakkının varlığı veya bunun muacceliyet kazandığını öğrenmesi şart değildir.
Buna karşılık yasa, haksız fiil, haksız iktisap gibi durumlarda, anılan kurala önemli istisnalar getirmiş ve zamanaşımı süresinin başlaması sübjektif bir unsura, alacaklının belirle olguları öğrenmiş bulunması koşuluna bağlanmıştır. (Andreaz Von Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, Çeviren: Cevat Edege, C:1-2 Olgaç Matbaası, Ankara 1983, sayfa 697)
Nitekim, yukarıda açıklanan ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 04/06/2003 gün ve 2003/4-400 Esas 2003/393 Karar; 2003/4-603 Esas 2003/594 Karar; 03/12/2003 gün ve 2003/4-658 Esas 2033/727 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Taraflar arasında akit bulunmaması nedeniyle istem haksız fiilden doğan tazminat niteliğinde olduğundan, uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bütün halleri öğrenmiş olması demektir. Davacı, faili ve zararın miktarını, 22/05/2013 tarihinde kesinleşen Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas 2012/222 sayılı Kararı ile öğrenmiş olduğundan, bu kararın kesinleştiği tarihe kadar zamanaşımının duracağının kabulü ile ek davanın süresinde açıldığı sonucuna varılıp işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.05.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi. 

Ecrimisilin Tahsili Davası

TAPU MALİKLERİNE DAHİLİ DAVA YOLUYLA DAVA AÇILAMAYACAĞI - KOOPERATİFE KARŞI HUSUMET YÖNELTİLEMEYECEĞİ - TARAF DELİLLERİ TOPLANIP DEĞERLENDİRİLEREK SONUCUNA GÖRE BİR KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 28290
Karar: 2016 / 8804
Karar Tarihi: 02.05.2016

ÖZET: Taraflar arasında akit bulunmaması nedeniyle istem haksız fiilden doğan tazminat niteliğinde olduğundan, uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bütün halleri öğrenmiş olması demektir. Davacı, faili ve zararın miktarını, ……… tarihinde kesinleşen ………….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ………… Esas ………. sayılı Kararı ile öğrenmiş olduğundan, bu kararın kesinleştiği tarihe kadar zamanaşımının duracağının kabulü ile ek davanın süresinde açıldığı sonucuna varılıp işin esasının incelenmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

(6100 S. K. m. 127) (4721 S. K. m. 995) (YHGK 04.06.2003 T. 2003/4-400 E. 2003/393 K.) (YHGK 03.12.2003 T. 2003/4-658 E. 2003/727 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki ecrimisilin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ecrimisilin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar davalı idarece HMK'nin 127.maddesi gereği zamanaşımı def'i süresinde yapılmış ise de; 09/12/1931 gün ve 23/44 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ecrimisil davalarında beş yıllık zamanaşımının uygulanacağı ve bu beş yıllık sürenin dava tarihinden geriye doğru hesaplanması gerektiği açıklanmıştır. İşbu dava; Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas 2012/222 Karar sayılı dosyasında fazlaya dair haklar saklı tutularak açılan kısmi davanın, ek davası niteliğindedir. Ecrimisil davaları TMK'nin 995.maddesine dayanan bir tazminat davasıdır.
Kural olarak, zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için alacaklının talepte bulunma hakkının varlığı veya bunun muacceliyet kazandığını öğrenmesi şart değildir.
Buna karşılık yasa, haksız fiil, haksız iktisap gibi durumlarda, anılan kurala önemli istisnalar getirmiş ve zamanaşımı süresinin başlaması sübjektif bir unsura, alacaklının belirle olguları öğrenmiş bulunması koşuluna bağlanmıştır. (Andreaz Von Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, Çeviren: Cevat Edege, C:1-2 Olgaç Matbaası, Ankara 1983, sayfa 697)
Nitekim, yukarıda açıklanan ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 04/06/2003 gün ve 2003/4-400 Esas 2003/393 Karar; 2003/4-603 Esas 2003/594 Karar; 03/12/2003 gün ve 2003/4-658 Esas 2033/727 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Taraflar arasında akit bulunmaması nedeniyle istem haksız fiilden doğan tazminat niteliğinde olduğundan, uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bütün halleri öğrenmiş olması demektir. Davacı, faili ve zararın miktarını, 22/05/2013 tarihinde kesinleşen Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas 2012/222 sayılı Kararı ile öğrenmiş olduğundan, bu kararın kesinleştiği tarihe kadar zamanaşımının duracağının kabulü ile ek davanın süresinde açıldığı sonucuna varılıp işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.05.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi. 


WhatsApp
Hemen Ara