Çocuk Ceza Hukuku açısından uzlaştırmanın özel bir önemi vardır. Bu nedenle Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK 24, ilk şekli) ile çocuklara yönelik uzlaştırmayı özel olarak düzenlemişti: Yürürlükten kaldırılan bu düzenlemeye göre, (1) Suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak uzlaştırma, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan veya kasten işlenen ve alt sınırı iki yılı aşmayan hapis veya adlî para cezasını gerektiren ya da taksirle işlenen suçlarda uygulanır. (2) Suç tarihinde on beş yaşını doldurmayan çocuklar bakımından, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının alt sınırı üç yıl olarak uygulanır”.
Daha sonra yürürlüğe giren CMK 253‟de, çocuklar açısından özel bir düzenlemeye yer verilerek, mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına alınmıştır.
İlk yürürlüğe girdiği sırada Çocuk Koruma Kanunu, yalnızca şikâyete bağlı suçları değil şikâyete bağlı olmayan diğer suçları da uzlaştırma kapsamına almıştı.
Ancak bu hüküm 2006-5560 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle daraltıldı ve çocuk hukuku genel hükümlere bağlandı: (ÇKK 24) “Ceza Muhakemesi Kanununun uzlaştırmaya ilişkin hükümleri suça sürüklenen çocuklar bakımından da uygulanır” şeklini aldı.
Halen yürürlükte olan CMK 253‟de, çocuklarla ilgili bazı düzenlemeler içerir. Mesela, failin 18 yaşından küçük olması durumunda, uzlaştırmayı kabul iradesi yasal temsilcisi aracılığıyla saptanır. Zira zararın giderimi, veli veya vasinin dinlenmesini zorunlu kılar.