Arabuluculuk süreci sonunda bir anlaşmaya varıldığı takdirde, bu anlaşmanın hukuki bir zemine kavuşturulması için içeriği bir metin hâline getirilir. Anlaşmanın kapsamı ve şekli tarafarca serbestçe kararlaştırılacaktır. Ancak metnin hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak derecede açık, basit ve kolay anlaşılır olması önemlidir. Arabulucu, tarafara bu konuda hukuki yardım almaları için tavsiyede bulunabilir ve anlaşmanın içeriğinde kararlaştırılan tüm hususların açık ve anlaşılır olduğunu kontrol edebilir.
Kanuna uygun bir biçimde yapılmış anlaşma metninin hukuken geçerli olması, icrasının mümkün olduğu anlamına gelmez. Uyuşmazlığın ileriye dönük olarak barışçıl yöntemle sonlandırılması için anlaşmanın icra edilebilir nitelikte olması gereklidir. Burada kastedilen, metnin ulaşılabilir ve anlaşılabilir olmasıdır. Zira tarafarca yazılı hâle getirilen anlaşmanın icrası sırasında bazı tereddütlerin doğması her zaman mümkündür. Bunları gidermek için bilgi veya belgeye ihtiyaç duyuluyorsa, gizlilik ilkesinden vazgeçilebilir. Zira gizliliğin istisnasız her durumda sözleşmenin icra edilebilirliğine tercih edilmesi, arabuluculuk yöntemini gereksiz hâle getirebilecektir. Ancak bu vazgeçme, amaçla sınırlı olmalıdır. Bu nedenle arabulucunun sır saklama yükümlüğünü düzenleyen hükümlerde de genellikle sır saklama yükümlüğünün istisnası olarak anlaşmanın icrası gösterilmiştir. Örneğin, Avrupa Birliği Direktif’nin 7. maddesi arabuluculuğun sonucu olarak yapılan arabuluculuk uzlaşma sözleşmesinin yerine getirilmesi veya icra edilmesi için bu anlaşmanın içeriğinin açıklanması gerektiğinde arabulucunun sır saklama yükümlülüğü olmadığını düzenlemiştir. Ayrıca Birleşmiş Milletler Model Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen hususların arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olduğu ölçüde açıklanabileceği hükme bağlanmıştır. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda beyan ve belgelerin kullanılması yasağına ise iki temel istisna getirilmiştir. Bunlar, söz konusu bilgilerin kullanılmasının bir kanun hükmü tarafından emredilmesi veya bunların arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olmasıdır. Ancak bu istisnanın da ancak arabuluculuk sonunda varılan anlaşmanın icrasının zorunlu kıldığı ölçüde geçerli olacağı ve gereksiz şekilde genişletilemeyeceği belirtilmiştir.