Günümüzde memuriyet hayatı kişiye bir çok hak verdiği için bir çok kesim tarafından tercih edilmektedir. Bu memuriyet hayatının olumlu yanları kadar içerisinde bulunulan konum itibariyle olumsuz yanları da bulunmaktadır. Memuriyet hayatında olumsuz davranışlarda bulunan veya bir şekilde dikkat çeken kişi istifa ettirilebilmekte, emekli edilebilmekte, ihraç edilebilmekte veya açığa alınabilmektedir.
Açığa alınma devlet memurları kanunu'nun 137-145. maddeleri arasında tanımlanmıştır. Söz konusu maddeye göre görevi başında kalmasında sakınca görülecek "devlet memurları" hakkında alınan ihtiyati bir tedbir olarak tanımlanmıştır. kamuoyunda açığa alınma ya da el çektirme olarak bilinmesine karşın mevzuatta böyle tarif edilmemiştir. yine kamuoyunda yanlış bilinen yaygın bir konuda açığa alınan memurun memuriyet hayatı biter şeklinde yorumlanmasıdır. Fakat açığa alınan bir memur işten atılarak memuriyet hayatı biter diye bir durum söz konusu değildir.
Kamu görevlilerinin çalışmaları ile sınıfları ve disiplinleri Anayasa,sivil-asker personel kanunlarıyla ortaya konulmaktadır.
Kanuni şartlar dahilinde, kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılmaları/açığa alınmaları da mümkün olabilmektedir. Bu yönleriyle de, değinilen Kanun’un 137-145. maddelerine bakmakta fayda olacaktır diyebiliriz. İlgili maddeler şu şekilde düzenlenmiştir.
Görevden Uzaklaştırma : Madde 137 - Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir.
Yetkililer : Madde 138 - Görevden uzaklaştırmaya yetkililer şunlardır : a) Atamaya yetkili amirler; b) Bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri; c) İllerde valiler; d) İlçelerde kaymakamlar (İlçe idare şube başkanları hakkında valinin muvafakati şarttır.)
Valiler ve kaymakamlar tarafından alınan görevden uzaklaştırma tedbiri, memurun kurumuna derhal bildirilir.
Görevden Uzaklaştıran Amirin Sorumluluğu : Madde 139 - Görevinden uzaklaştırılan Devlet memurları hakkında görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanması şarttır.
Memuru görevden uzaklaştırdıktan sonra memur hakkında derhal soruşturmaya başlamayan, keyfi olarak veya garaz veya kini dolayısıyla bu tasarrufu yaptığı, yaptırılan soruşturma sonunda anlaşılan amirler, hukuki, mali ve cezai sorumluluğa tabidirler.
Ceza Kovuşturması Sırasında Görevden Uzaklaştırma : Madde 140 - Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 657 Sayılı Kanunun 138 inci maddesindeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler.
Görevden Uzaklaştırılan veya Görevinden Uzak Kalan Memurların Hak ve Yükümlülüğü: Madde 141 - Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir.Bu gibiler 657 sayılı kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler.
657 Sayılı Kanunun 143 üncü maddesinde sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir.
Tedbirin Kaldırılması : Madde 142 - Soruşturma sonunda disiplin yüzünden memurluktan çıkarma veya cezai bir işlem uygulanmasına lüzum kalmayan Devlet memurları için alınmış olan görevden uzaklaştırma tedbiri, 657 Sayılı kanunun 138 inci maddesindeki yetkililerce (Müfettişler tarafından görevden uzaklaştırılanlar hakkında atamaya yetkili amirlerce) derhal kaldırılır.
Görevden uzaklaştırma tedbirini kaldırmayan görevli hakkında 657 Sayılı kanunun 139 uncu madde hükmü uygulanır.
Memurun Göreve Tekrar Başlatılması Zorunlu Olan Haller : Madde 143 - Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce : a) Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler; b) Yargılamanın men’ine veya beraatına karar verilenler; c) Hükümden evvel haklarında kovuşturma genel af ile kaldırılanlar; ç) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler;
Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.
Görevden Uzaklaştırma Tedbirinin Kaldırılmasında Amirin Takdiri : Madde 144- 657 Sayılı kanunun 140 ncı ve 142 nci maddeleri ile 143 ncü maddenin a, b, c fıkralarında yazılı olanlar hakkındaki görevden uzaklaştırma tedbiri, Devlet memurunun soruşturmaya konu olan fiillerinin, hizmetlerini devama engel olmadığı hallerde her zaman kaldırılabilir.
Süre : Madde 145 - Görevden uzaklaştırma; bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok 3 ay devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memur görevine başlatılır.
Bir ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amir (Müfettişlerin görevinden uzaklaştırdıkları memurlar hakkında atamaya yetkili amir) ilgilinin durumunu her iki ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar verir ve ilgiliye de yazı ile tebliğ eder.
Bölücülük, Devlete-Millete karşı isyan-baş kaldırma ile disiplinsizlik, yolsuzluk, rüşvet, irtikap, ihmal, terahi, üste-asta-eşite, vatandaşa kötü muamele…fiil ve hareketlerinden dolayı ilgili memurların yargılanması da önemli olmakta ve gerekli kimselerden-mercilerden izin alınmasına tabidir.
Nitekim, 02.12.1999/4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu GörevlilerininYargılanması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde; izin vermeye yetkili merciler << Soruşturma izni yetkisi; a) İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, b) İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali, c) Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi, d) Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idare amiri, e) Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan, f) Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, g) Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı, h) Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclis üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanı, i) İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi, j) Köy ve mahalle muhtarları ile Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede vali,
Yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat kullanılır.
Yetkili mercilerin saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır.
Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde izin, üst memurunu bağlı olduğu merciden istenir. >> şeklinde hüküm altına alınmıştır.
27.07.1967/926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun "Açığa Çıkarılan, Tutuklanan Veya Firar Ve İzin Tecavüzünde Bulunan, Cezası İnfaz Edilmekte Olan Subaylar Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı 65. Maddesi;
Açığa alınan veya tutuklanan subay ve askeri memurlar hakkında aşağıdaki esaslara göre işlem yapılır:
a) Haklarında ölüm veya ağır hapis cezasını gerektiren veya yüz kızartıcı bir suçtan ya da taksirli suçlar hariç olmak üzere 5 yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren bir cürümden veya emre itaatsizlikte ısrar, üste veya amire fiilen taarruz, üste veya amire hakaret, mukavemet suçlarından dolayı kamu davası açılanlar mensup oldukları bakanlıklarca açığa çıkarılabilirler. Ancak, emre itaatsizlikte ısrar, üste veya amire fiilen taarruz, üste veya amire hakaret, mukavemet suçlarında; nezdinde mahkeme kurulan kıta komutanı veya kurum amiri tarafından fiilin işleniş şekli, niteliği ve disiplini ihlal derecesi bakımından açığa alınmayı gerektirip gerektirmediği hakkında bir görüş bildirilmişse bu görüş de dikkate alınır.
b) (a) bendi gereğince açığa çıkarılanlar yapmakta oldukları görevden alıkonulurlar ve kendilerine başka görev verilmez.
c) Bunlardan; 1. Yargılama sonunda beraatlerine, haklarındaki kamu davasının her ne sebeple olursa olsun ortadan kaldırılmasına veya duruşmanın tatiline veya davanın düşmesine veya kamu davasının reddine veya Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesini gerektirmeyecek şekilde hükümlülüklerine karar verilenlerin açıkları, haklarındaki kararın kesinleşmesi beklenmeksizin kaldırılır. 2. Soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel olmadığı anlaşılanların açıkları, haklarında karar verilmesi beklenmeksizin kaldırılabilir.
d) Hükmün aleyhe bozulması ve mahkemece bu bozmaya uyulması veya duruşmanın tatiline dair kararın ortadan kalkması veya Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesini gerektirecek şekilde hükümlülüklerine karar verilmesi hallerinde de (a) bendi hükmü uygulanır.
e) Terfi sırasına girenlerden; 1. Açıkta bulunanların, 2. Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişkilerinin kesilmesini gerektirmeyecek şekilde hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olmaları nedeniyle veya (c) bendinin (2) numaralı alt bendine göre açıkları kaldırılmış olup da henüz hükümleri kesinleşmemiş olanların, 3. Tutuklu bulunan ya da tahliye edilmekle beraber kovuşturma veya duruşması devam eden veya hakkında verilen hüküm henüz kesinleşmemiş bulunanların, 4. Kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme hariç, firar veya izin tecavüzünde bulunmuş olanlar ile firar veya izin tecavüzüne devam edenlerin, Terfileri ve kademe ilerlemeleri yapılmaz. Bu gibilerin terfi ve kademe ilerlemesi işlemlerinin ne şekilde yapılacağı subay sicil yönetmeliğinde gösterilir.
f) Açığa alınan ya da tutuklananlar; 1) Hizmet eri tazminatından ve bu Kanunda öngörülen aile yardım ödeneği, mahrumiyet yeri ödeneği, doğum yardım ödeneği, ölüm yardım ödeneği, tedavi ve cenaze masrafları, yakacak yardımı, giyecek ve yiyecek (tayın bedeli) yardımı, tahsil bursları ve yurttan faydalanma, lojmandan faydalanma hükümlerinden yararlanmaya devam ederler. 2. Açığa alınanlara, açıkta kaldıkları sürece aylıklarının üçte ikisi, tutuklulara ise yarısı ayrıca ödenir. Ancak, bu gibilerden haklarında kovuşturmaya yer olmadığına, muhakemenin menine, beraate, her ne sebeple olursa olsun kamu davasının düşmesine veya ortadan kaldırılmasına karar verilenlerin ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük hakları ödenir.
g) Firar veya izin tecavüzünde bulunanların bu fiillerinin başladığı tarihten itibaren aylık, hizmet ve makamla ilgili ödenek ve tazminatları kesilir. Ancak, kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme veya mazerete dayalı olduğu adli mercilerce verilmiş kararlarla saptanan izin tecavüzlerinde kesilen aylık ve makamla ilgili ödenek ve tazminatları geri verilir.
h. Hapis veya ağır hapis cezalarının infazı sırasında subaylar er gibi iaşe edilir. Bunlara maaş ile hizmet ve makamlarına ilişkin ödenek ve tazminatları verilmez.
ı) Soruşturma veya kovuşturmasının devamı nedeniyle terfi edemeyen subay ve astsubaylardan; açığa çıkarılan, tutuklanan ya da açıkları kaldırılanlar veya tahliye edilenler hakkında, davaları neticeleninceye kadar, bu Kanunun 32 nci maddesinin (b) bendinde yer alan en çok rütbe bekleme süreleri ile 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 40 ıncı maddesinde belirtilen rütbe karşılığı yaş hadleri uygulanmaz. Bunların Silahlı Kuvvetlerde kalabileceği azami süre, emsali neşetlilerin Silahlı Kuvvetlerdeki görev süresi kadardır. " şeklindedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 36/a maddesinde; idari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkemenin zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili İdare mahkemesi, 33/1. maddesinde; kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkemenin, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesi, 33/2. maddesinde ise; kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya görevden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkemenin, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idaresi mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır.
Dava, görevden uzaklaştırma ve başka yere atanma işlemlerinden kaynaklandığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini isteğiyle açıldığından, yetki uyuşmazlığının, 2577 sayılı Yasanın, tazminat isteğinin çözümünde yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkin 36/a maddesi hükmü uyarınca karara bağlanması zorunludur.
Görevden uzaklaştırma işlemine karşı açılan davanın çözümünde davacının görevden uzaklaştırıldığı yerdeki mahkemenin yetkili olması, nakil işlemine karşı açılan davada ise hem eski, hem yeni görev yeri mahkemesinin yetkili olması uygun bulunmuştur.
04.07.1972/1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu(AYİM)’nun << Yürütmenin durdurulması >> başlığını taşıyan 62. Maddesi << Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde idari dava açılması ve kanun yollarına başvurulması itiraz olunan idari işlemlerin veya yargı kararlarının yürütülmesini durdurmaz.
Şu kadar ki idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Savaş halinde yürütmenin durdurulması kararı verilemez.
Sıkıyönetim halinde, sıkıyönetim ilan edilen bölgelerden alınan veya bu bölgelere naklen atanmaları yapılan personele ilişkin olarak açılan iptal davalarında yürütmeyi durdurma kararı verilemez.
Olağanüstü haller sebebiyle alınan tedbirlerin uygulanmasında görevlendirilen kamu personelinin naklen atanmalarına ilişkin iptal davalarında yürütmeyi durdurma kararı verilemez.
Yürütmeyi durdurma kararı verilen dosyalar öncelikle incelenir.
Tarafların isteği üzerine doksan günün sonunda yürütmenin durdurulmasına yeniden karar verilmezse durdurma kararı kendiliğinden ortadan kalkar. Yürütmenin durdurulmasına karar verilen dava dosyaları tekemmül etmelerinden itibaren otuz gün içinde karara bağlanmazsa, yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.
Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir. Ancak durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir.
Yürütmenin durdurulması istenen davalarda 46 ncı maddede yazılı süreler kısaltılabilir.
Taraflar arasında teminata ilişkin konularda çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulmasına karar veren daire veya kurulca çözümlenir.
İdare ile adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz. >> hükmünü ihtiva etmektedir.