CMK m. 119 Arama İşlemi Nasıl Yapılır?

Arama, şüpheli kişi veya delillerin ya da müsadere edilecek eşyanın ele geçirilmesi ama­cıyla ev veya diğer yerlerde araştırma yapılması demektir. Arama, anayasal güvence altın­da bulunan konut dokunulmazlığına, özel yaşamın gizliliğine, kişi özgürlüğüne ve vücut bütünlüğüne müdahale oluşturan bir koruma tedbiridir. Bu nedenle aramanın koşulları Anayasa’da gösterilmiştir. Buna göre, Anayasa’da gösterilen belli nedenlerden bir veya bir­kaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde de yasayla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça kimsenin üstü, özel kâğıtları, eşyası ve konutu aranamaz ve buralarda bulunan eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararının hâkim tarafından onaylanması gerekir. Aksi takdirde işlemin geçersiz olacağı Anayasa’da belirtilmiştir (Ay m.20,21). Anayasaya göre, arama ve elkoyma şu sebeplerle mümkündür: 1)Millî güvenlik, 2)kamu düzeni, 3)suç işlenmesinin önlen­mesi, 4)genel sağlık ve genel ahlakın korunması, 5)başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması (Ay m.20/2,21).

Belirtelim ki arama şüpheli ve sanığı veya bir delili ele geçirmek için yapılabilece­ği gibi bir suçun işlenmesini veya bir tehlikeyi önlemek amacıyla da gerçekleştirilebilir. Adli amaçlı aramaya adli arama, önleme amaçlı aramaya da idari arama denilmektedir. Burada adli arama anlatılacak ancak konunun sonunda kısaca önleme (idari) aramasına değinilecektir.

Aramanın Koşulları

Şüpheli ve Sanık Açısından

Şüpheli ve sanık hakkındaki aramaya ilişkin temel düzenlemeler CMK m.116 vd. mad­delerinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; “yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.” (CMK m.116). Görüldüğü üzere kanunkoyucu şüphelinin üzerinde, ona ait yerlerde ve eşyasında yapılacak arama bakımından makul şüphenin varlığını aramıştır. Makul şüphe kamu davası açmak için gerekli olan yeterli şüpheden daha azını, soruşturmayı başlatmak bakımından gerekli olan basit şüpheden ise azını ifade etmektedir. Bununla birlikte makul şüphe, sadece suçun işlendiği husu­sunda değil; bilakis aynı zamanda aranılan şey veya kişinin aranılacak yerde bulunduğu hususunda da var olmalıdır. Nitekim CMK m.116’da açıkça “yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe”den bahsedilmektedir. Bununla birlikte Arama Y. m.5’te ise adli arama, bir suç işlemek veya buna iştirak veyahut yatak­lık etmek makul şüphesi altında bulunan kimsenin, saklananın, şüphelinin, sanığın veya hükümlünün yakalanması ve suçun iz, eser, emare veya delillerinin elde edilmesi için bir kimsenin özel hayatının ve aile hayatının gizliliğinin sınırlandırılarak konutunda, işye­rinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, özel kâğıtlarında, eşyasında, aracında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile diğer kanunlara göre yapılan araştırma işlemi olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda (altı çizili kısımdan) makul şüphenin, aynı zamanda şüpheli veya sanığın suç işlendiği hususunda da olması gerektiği anlaşılmaktadır.

Makul şüphe Arama Y. m.6’da ise şu şekilde ifade edilmiştir; makul şüphe, hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan şüphedir. Makul şüphe, arama­nın yapılacağı zaman, yer ve ilgili kişinin veya onunla birlikte olanların davranış tutum ve biçimleri, kolluk memurunun taşındığından şüphe ettiği eşyanın niteliği gibi sebepler göz önünde tutularak belirlenir. Makul şüphede, ihbar veya şikâyeti destekleyen emarelerin var olması gerekir. Belirtilen konularda şüphenin somut olgulara dayanması şarttır. Ara­ma sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörme- yi gerektiren somut olgular mevcut bulunmalıdır.

Şüpheli Olmayan Kişiler Açısından

Suç işleme şüphesi altında olmayan kişilerin de üstü, eşyası, konutu, iş yeri veya kendisine ait diğer yerleri, şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edile­bilmesi amacıyla aranabilir. Bu hâllerde aramanın yapılması, aranılan kişinin veya suçun delillerinin belirtilen yerlerde bulunduğunu gösteren olayların varlığına bağlıdır (CMK m.117/1,2).

Ancak belirtelim ki şüpheli veya sanığın içinde tutulduğu yerler ile şüpheli veya sanı­ğın izlendiği sırada girdiği yerlerde arama yapılabilmesi için aranılan kişinin veya suçun delillerinin o yerlerde bulunduğunun kabul edilebilmesine olanak sağlayan olayların var­lığı aranmaz (CMK m.117/3).

Arama Kararı ve Emri Vermeye Yetkili Merciler

Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı­nın, Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hâllerde ise kolluk amirinin yazılı emriyle kolluk görevlileri arama yapabilirler.

Konutta, iş yerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda, hâkim kararı veya gecik­mesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle arama yapılabilir. Kamuya açık alanlarda ise arama hâkim kararıyla gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hâllerde ise kol­luk amirinin yazılı emriyle arama yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emriyle yapılan arama sonuçları, Cumhuriyet başsavcılığına derhâl bildirilir (CMK m.119/1).

Bir konutun etrafı çitlerle çevrili bahçesinde kolluk amirinin arama kararı verme yetkisi var mıdır?

Belirtelim ki suç işlenen olay yerinde sebep ve sonuç ilişkisini ortaya koyacak delillerin aranması, bulunması ve el konulması amacıyla bilimsel ve teknik araştırma işlemlerinin yapılabilmesi için herkesin girip çıkabileceği kamuya açık alanlarda emir veya karar alın­ması gerekmez. Ancak konut, iş yeri ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda olay yerinin incelenmesi arama kurallarına tabidir (Arama Y. m.9).

Şu hâllerde arama kararı veya emrine ihtiyaç olmadan arama işlemi doğrudan doğru­ya kollukça yerine getirilebilir (Arama Y. m.8):

  • Hakkında yakalama emri, zorla getirme kararı veya gıyabi tutuklama kararı verilen kişi yakalandığında üstünde arama yapılması,

Belirtelim ki bu hâlde kolluk yetkili merciin emrini yerine getirmiş olacaktır (TCK m.24).

  • Kolluk memurlarınca doğrudan yapılan yakalama hâlinde yakalanan kişinin, ken­disine, başkalarına veya yakalama işlemini yapan kolluk görevlilerine zarar verme­sini önlemek amacıyla kaba üst araması yapılması.

Belirtelim ki bu hâlde kolluk yasanın kendisine verdiği bir yetkiyi kullanmış olacaktır (TCK m.24; CMK m.90).

  • Suçüstü yakalaması yapılabilmesi için konuta, iş yerine ve kapalı alanlara girilmesi.

Bu hâlde yasa herkese yakalama yetkisi vermektedir. Dolayısıyla kolluk yasanın kendi­sine verdiği bir yetkiyi kullanmış olacaktır (TCK m.24; CMK m.90).

  • Gözaltına alınan kişinin, nezarethaneye konulmadan önce üstünün aranması.
  • Herhangi bir nedenle hukuka uygun şekilde yakalandıktan sonra kolluk güçleri­nin elinden kaçmakta olan kişilerin veya işlenmekte olan veya henüz işlenmiş olan veya pek az önce işlendiğini gösteren belirtilerin olduğu suçun failinin yakalanma­sı amacıyla takibi sırasında girilen araç, bina ve eklentilerinde arama yapılması.

Tekrar belirtelim ki yukarıda sayılan hâllerde hâkimin arama kararı, yetkili merciin yazılı olarak arama emri vermesi gerekmez.

Arama Kararı ve Emrinin Unsurları

Arama talep, karar veya emrinde, 1)Aramanın nedenini oluşturan fiil, 2)aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, 3)karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi açıkça gösterilir. Cumhuriyet başsavcılıklarınca, arama ile ilgili ka­rarları vermek üzere, yirmi dört saat süreyle nöbetçi Cumhuriyet savcısı görevlendirilir (CMK m.119/2, Arama Y. m.7).

Aramanın Yapılacağı Zaman

Kural olarak arama işlemi gündüz yapılır. Konutta, iş yerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz (CMK m.118/1).

Türk Ceza Yasasında gündüzün ne zaman sona erip gecenin başlayacağı tanımlanmış­tır. Gece vakti, güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat ev­vele kadar devam eden süredir (TCK m.6/1-e). Belirtelim ki gündüz başlamış olan arama işlemi, gece devam edebilir.

Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerle yakalanmış veya gözaltına alın­mış olup da kaçan kişi, tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla geceleyin de arama yapılabilir (CMK m.118/2).

Kural olarak arama işlemi gündüz yapılır. Konutta, iş yerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz. Ancak suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerle ya­kalanmış veya gözaltına alınmış olup da kaçan kişi, tutuklu veya hükümlünün tekrar yaka­lanması amacıyla geceleyin de arama yapılabilir.

Arama İşleminin Tutanağa Bağlanması

Arama sırasında, arama kararında belirtilen eşyanın veya şüpheli ve sanığın saklanabile­ceği yerlere bakılmalıdır. Arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilmemelidir. Hak- kındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen kişilerin uğradıkları tüm maddi ve manevi zararlarını Devletten isteme hakkı vardır (CMK m.141/1-i).

Arama işlemi tutanağa bağlanır. Arama tutanağına işlemi yapanların açık kimlikleri ya­zılır (CMK m.119/3). Bu tutanakta ayrıca, 1)Arama kararının tarih ve sayısı, hâkim kararı yoksa verilmiş olan yazılı emrin tarih ve sayısı ile emri veren merci, 2)aramanın yapıldığı yer, tarih ve saat, 3)aramanın konusu, 4)aranan kişinin kimlik bilgileri, adını söylemediği takdirde eşkâl bilgileri, 5)araçta, konutta, iş yeri ve eklentilerinde arama yapılmışsa aracın plaka numarası, markası, konutun, iş yerinin ve eklentilerinin açık adresi, su üstü aracı­nın aranmasında su üstü aracının cinsi, ismi, sahibi ve kullananı, deniz aracının aranması hâlinde ise deniz aracının cinsi, ismi, donatanı, bağlama limanı, tonajı, acentesi, kaptanı ve arama mevkii, 6)aramanm sonuçları, el konulan suç eşyasına ilişkin belirleyici bilgiler, 7) aramadayakalanan kişiler varsa kimlik bilgileri, kimliği belirlenemiyorsa eşkâl bilgileri, 8) arama sonucunda yaralanma veya maddi bir zarar meydana gelip gelmediği, 9)arama iş­lemini yapanların adı, soyadı, sicili ve unvanı. Tutanak arama işlemine katılmış olanlar ve hazır bulunanlarca imzalanır. Tutanağın bir sureti ilgiliye verilir (Arama Y. m.11).

Askerî mahallerde yapılacak arama, Cumhuriyet savcısının istem ve katılımıyla askerî makamlar tarafından yerine getirilir (CMK m.119/5). Bununla birlikte, gecikmesinde sa­kınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle de askerî makamların katılı­mıyla adlî kolluk görevlileri tarafından arama yapılabilir (CMK m.119/5).

Aramada Hazır Bulunabilecek Olan Kişiler

Aranacak yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi aramada hazır bulunabilir. Bu kişiler bizzat aramada hazır bulunamazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri veya kendisiyle birlikte oturmakta olan bir kişi veya komşusu aramada hazır bulunduru­lur (CMK m.120/1). Belirtelim ki bu kişiler gözlemci olarak işleme katılır.

Konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde Cumhuriyet savcısının önünde ve denetimin­de bir arama yapılamıyorsa, kolluğun yanında işleme tanıklık yapmak üzere o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur (CMK m.119/4)

Hakkında arama tedbiri uygulanan kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına en­gel olunamaz (CMK m.120/3).

Aramanın Amacının Bildirilmesi

Şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla üçüncü bir kişinin üstü, eşyası, konutu, iş yeri veya ona ait diğer yerleri aranıyorsa bu kişiye, bu kişi (zilyet) bulunmazsa yerine çağrılacak kişiye, aramaya başlamadan önce ara­manın amacı hakkında bilgi verilir (CMK m.120/2).

Kanaatimizce, şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, iş yeri veya ona ait diğer yerleri aranıyorsa şüpheli veya sanığa da aramanın amacı hakkında bilgi verilmelidir.

Aramanın Sonucu

Arama sonucunda, koruma altına alınan veya elkonulan eşyanın tam bir defteri yapılır ve bu eşya resmî mühürle mühürlenir veya bir işaret konulur (CMK m.121/3).

Arama sonucunda arama işlemi uygulanan kişinin belge ve kâğıtlarına ulaşılmışsa, kolluk bu belge ve kâğıtları inceleme yetkisine sahip değildir. Hakkında arama işlemi uy­gulanan kimsenin belge veya kâğıtlarını inceleme yetkisi, Cumhuriyet savcısı ve hâkime aittir (CMK m.122/1).

Bu belge ve kâğıtların zilyedi veya temsilcisi bu belgeyi bir zarfa koyup mühürleyebilir veya imzalayabilir. İleride mührün kaldırılmasına ve kâğıtların incelenmesine karar ve­rildiğinde, bu işlemin yapılmasında hazır bulunmak üzere, zilyedi veya temsilcisi ya da müdafii veya vekili çağrılır; çağrıya uyulmadığında gerekli işlem yapılır (CMK m.122/2). İnceleme sonucunda, soruşturma veya kovuşturma konusu suça ilişkin olmadığı anlaşılan belge veya kâğıtlar ilgiliye geri verilir (CMK m.122/3).

Aramanın Sonunda Yapılacak Bildirimler ve Aramanın Belgelenmesi

Aramanın sonunda hakkında arama işlemi uygulanan kimseye istemi üzerine bir belge verilir. Bu belge şunları içerir: 1) Aramanın şüpheli veya sanığın yakalanması için mi yoksa delillerin ele geçirilmesi amacıyla mı yapıldığı ve aramanın aranan objenin aranan yerde bulunduğuna dair “somut delillere dayalı kuvvetli şüphe” üzerine yapıldığı, 2)şüpheli veya sanığın evinde, iş yerinde, üstünde ve ona ait diğer yerlerde arama işlemi yapılmışsa soruşturma veya kovuşturma konusu fiilin niteliği, 3)arama sonucunda elkonulan veya koruma altına alınan eşyanın listesi, şüpheyi haklı kılan bir şey elde edilmemişse bunun belirtilmesi (CMK m.121/1). Bu belgelerde, hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin, elkonulan eşyanın mülkiyetine ilişkin görüş ve iddialarına da yer verilir (CMK m.121/2).

Aramada Rastlantı Sonucunda Elde Edilen Delillere Elkonulması

Arama koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya ko­vuşturmayla ilgisi olmayan ancak diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse bu delil koruma altına alınır ve durum Cumhuriyet savcılığına derhâl bildirilir (CMK m.138).

Avukat Bürolarında Arama

Avukatların konutlarının aranması özel bir usule bağlanmamıştır. Ancak avukat büroları­nın aranmasını yasa koyucu özel olarak düzenlemiştir.

Avukat büroları, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hâkiminin vereceği kararla aranabilir. Suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulu­nan hâllerde, Cumhuriyet savcısına erişilemiyorsa veya olay genişliği itibarıyla Cumhuri­yet savcısının iş gücünü aşıyorsa sulh ceza hâkimi de re’sen arama kararı verebilir (CMK m.163/1).

Kovuşturma evresinde arama kararını re’sen veya istem üzerine mahkeme verebilir.

Aramada, Cumhuriyet savcısı ve baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat hazır bulundurulur (CMK m.130/1).

Avukat büroları, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hâkiminin vereceği kararla aranabilir. Kovuşturma evresinde arama kararını re’sen veya istem üzerine mahkeme verebilir. Aramada, Cumhuriyet savcısı ve baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat hazır bulundurulur.

Arama sonucunda, elkonulmasına karar verilen obje yönünden, bürosunda arama ya­pılan avukat, baro başkanı veya onu temsil eden avukat, bunların avukat ile müvekkili arasındaki mesleki ilişkiye ait olduğunu öne sürerek karşı çıkarsa bu eşya ayrı bir zarf veya paket içerisine konularak hazır bulunanlarca mühürlenir ve bu konuda gerekli kararı vermesi, soruşturma evresinde sulh ceza hâkiminden, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemeden istenir. Yetkili hâkim elkonulan eşyanın avukatla müvekkili arasındaki mes­leki ilişkiye ait olduğunu saptadığında, elkonulan şey derhâl avukata iade edilir ve yapılan işlemi belirten tutanaklar ortadan kaldırılır. Söz konusu kararlar, yirmi dört saat içinde verilir (CMK m.130/2).

Önleme Araması

Kolluğun bir tehlikeyi veya suçu önlemek için arama yapması mümkündür. Önleme arama­sına idari arama da denilmektedir. Önleme aramasının kapsamı ve koşulları PVSK m.9’da belirtilmiştir. Polis, millî güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silah, patlayıcı madde veya eşyanın tespiti amacıyla usulüne göre verilmiş hkkim kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bu­lunan hâllerde mahallin en büyük mülki amirinin vereceği yazılı emirle aşağıda belirtilen yerlere kontrol noktası kurulabilir ve arama yapılabilir. Belirtelim ki önleme aramasında da artık adli bir makam olan hâkimin karar vermesi veya verilen idari kararı onaylaması aran­dığı için (Ay m.20/2,21) artık bu aramayı idari olarak nitelendirmek mümkün olmayacaktır.

Savcının önleme aramasına karar verme yetkisi var mıdır?

Kontrol noktası kurulabilecek ve bu noktalardan geçen kişilerin ve taşıt araçlarının aranabileceği yerler Yasada şu şekilde belirtilmiştir:

1)2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yer veya yakın çevresi, 2)özel hukuk tüzel kişileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının ya­pıldığı yerin yakın çevresi, 3)halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerler, 4) öğretim ve eğitim özgürlüğünün sağlanması için her derecede öğretim ve eğitim kurumları- nın ve belli koşullarla girilebilecek olan üniversite, bağımsız fakülte veya bağlı kurumların içi, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkış yerleri, 5)genel veya kamuya açık yerler veya öğrenci yurtları veya eklentileri, 6)yerleşim yerlerinin giriş ve çıkışları.

Bu yerlerde kurulan kontrol noktalarında, kolluk suçun önlenmesi amacıyla kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar, suç unsurlarına el koyar ve evrakıyla birlikte Cumhuriyet savcılığına verir.

Görüleceği üzere, önleme araması da kural olarak hâkim kararıyla yapılabilir. Ancak- gecikmede tehlike olan hâllerde mülki amirin yazılı emriyle önleme araması yapılması mümkündür.

Anayasanın 20 ve 21. madde hükümleriyle PVSK hükmü, örneğin havaalanlarında, kamu binalarına giriş-çıkışlarda ve alışveriş merkezlerinde yapılacak aramalara cevaz ve­rir nitelikte değildir. Arama Yönetmeliği’yle Yasa’ya ve Anayasa’ya aykırı olarak bu gibi yerlerde yapılacak arama genişletilmiştir. Oysa, yönetmelikle yeni kural yaratılamaz. Yö­netmelikler bir kuralın uygulanmasını gösterir (Ay 124/1). Bu hukuka aykırı durumun giderilmesi için ihtiyaca cevap verir nitelikte yeni anayasal ve yasal düzenleme yapılması yerinde olacaktır.

PVSK m.4/A’ya göre önleme amacıyla gerçekleştirilen kimlik sorma işleminin, arama işlemiyle ilgisi bulunmamaktadır. Kişi kimliğini göstermezse yakalanarak gözaltı birimine götürülür. Bu durum kolluğa, kişinin üstünü delil elde etmek için arama yetkisi vermez.

Leave a comment

error: Content is protected !!