Çek Nedir? Çek Nasıl Düzenlenir?
Çeki daha yakından incelemek için, öncelikle, TTK m.780’deki unsurları taşıyan basit bir çek örneği görmekte yarar vardır.
Poliçeye çok benzeyen çekte, düzenleyen, lehtar ve muhatap (banka) arasında bir ilişki gündeme gelmektedir. Çek düzenleyip imzalayarak lehdara veren düzenleyen, hesabının bulunduğu bankadan, çekte yazılı miktarı meşru hamile ödemesini talep etmiş olmaktadır. Türk Hukuku’nda mutlaka banka olması gereken ve hizmet ifa eden bir kurum olan muhatabın, çeki kabulü söz konusu değildir. Bu açıdan hukuki niteliği itibariyle çek, poliçe gibi, nitelikli bir havaledir. Ekonomik açıdan çek, nakit kullanılmaksızın ödeme yapılmasını sağlayan bir ödeme aracıdır.
İsimlerinde “çek” sözcüğü geçmesine ve çeke benzemelerine rağmen bazı senetler TTK anlamında çek sayılmazlar. Posta çeki ve yolculuk (seyahat) çeki gibi. TTK’nın çeke ilişkin hükümleri de bu tür senetlere uygulanamaz.
TTK m.818, poliçeye ilişkin hükümlerden hangilerinin çeke de uygulanacağını yirmibir bent hâlinde saymıştır. Bunlara örnek olarak, imzaların bağımsızlığı, yetkisiz temsil, düzenleyenin sorumluluğu ve açık poliçeye dair m. 677-680, poliçede ciroya dair m. 683-685, defilere dair m. 687, avalin şekli ve hükümlerine dair m. 701-702 verilebilir.
Türk Hukukunda Çek Düzenlemenin Ön Şartları
Muhatabın Banka Olabilmesi
Türk hukukunda çek, mutlaka bir banka üzerine keşide edilebilir. Diğer bir kişi üzerine düzenlenen çek yalnızca havale hükmündedir (TTK m.782/2).
Çek Anlaşmasının Bulunması
Çek düzenlenebilmesi için düzenleyen ile muhatap banka arasında çek düzenlenmesi konusunda bir anlaşmanın bulunması gerekir. “Çek anlaşması”, müşterinin isteği üzerine çek defteri verilmesi gibi açık veya talep etmemesine rağmen bankanın gönderdiği çek defterini müşterinin kullanmaya başlaması gibi zımnî irade açıklamaları ile oluşabilir. Anlaşmadan dolayı, bankanın meşru hamile çek ibrazında yaptığı ödeme, düzenleyen hesabına ve onun hamile karşı borcunun ifası için yapılmış sayılır.
Bankanın ödeme yükümü bir kambiyo taahhüdü niteliğinde değildir. Çekte kabul bulunmadığından (m. 784), karşılık bulunmasına rağmen ödeme yapmayan banka, çek anlaşmasına aykırı davrandığı için düzenleyene karşı sorumludur. Banka görevlisinin bu davranışı, Çek Kanunu’nda cezaai yaptırıma bağlanmıştır (ÇK m.7/5).
TTK’da çek anlaşması bulunmamasının çekin geçerliliğini etkilemeyeceği belirtilmiştir (m. 783) Ancak, Çek Kanunu’nun 2 nci maddesinde, çek defterlerinin bankalarca bastırılacağı ve baskı şekline ilişkin esasların da bir tebliğ ile düzenleneceği öngörüldüğünden uygulamada çek anlaşması bulunmaksızın müşteriye çek defteri verilmesi olasılığı oldukça düşüktür.
ÇK m.2, f. 1 uyarınca bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler. Bankanın, çek hesabı açarken istemesi gereken belgeler ile araştırması gerekli hususlar da bu maddede düzenlenmiştir (m. 2/2 vd.). ÇK m.7, diğer ceza hükümleri başlığı altında, kanunda öngörülen yükümlere aykırı davranan banka görevlileri hakkında uygulanacak cezai yaptırımları da düzenlemiştir.
Karşılık Bulunması
Çekin ibrazı sırasında ödenebilmesi için düzenleyenin, muhatap banka nezdin- deki hesabında yeterli miktarda karşılık bulundurması gerekmektedir. Karşılığın daha çek keşide edilirken var olması gerekmez; ibraz sırasında varlığı yeterlidir. Ayrıca, hesapta para olmasa bile banka kredi kullandırırsa, başka hesaptan vir- man yaparsa veya müşterisini korumak için kendisi parayı öderse, çek, hamil yönünden karşılığı olmayan bir çek sayılamaz.
Karşılık olmaksızın düzenlenmiş olsa bile çek geçerlidir (TTK m.783/1). Fakat çek karşılığının bulundurulmaması, hukuki sorumluluğa yol açacağı gibi (TTK m.808 vd), düzenleyen hakkında idari yaptırım uygulanmasını da gerektirebilir (ÇK m.5 vd.).
Çekin Şekil Şartları (Unsurları)
TTK çekin şekil şartlarını saymış olup, bu şartlar eksik olduğu takdirde o belge kural olarak çek sayılmaz (m. 780-781). Çek Kanunu m. 2, f. 6-8, çek yapraklarına yazılması gereken ek bazı şartlara yer vermiş ise de TTK’daki unsurları taşıması kaydıyla, ÇK’daki bu ek şartlara aykırı olması, çekin geçerliliğini etkilemeyecektir (ÇK m. 2, f. 9).
Çek Sözcüğü
Senet metninde “çek” sözcüğünün yer alması gerekir; şayet senet yabancı bir dilde düzenlenmiş ise o dilde çek karşılığı olan sözcük senede yazılmış olmalıdır (m. 780/1, a).
Belirli Bir Bedelin Ödenmesi İçin Kayıtsız ve Şartsız Havale
Poliçede olduğu gibi, çekte de belirli bir bedelin ödenmesi için kayıtsız ve şartsız havalenin yer alması gerekir (m. 780/1, b). Bedel para olmalıdır; fakat mutlaka Türk lirası olması gerekmez, yabancı para üzerinden de çek keşide edilebilir (m. 802).
Muhatap
TTK, çekin “ödeyecek kişinin (muhatabın) ticaret unvanını” içermesi gerektiğini öngörmüştür (m.780/1,c). Bankadan kasıt, Bankacılık Kanununa tabi kurumlar- dır (bkz. BanK m.3). Ancak, ödeme yeri Türkiye dışında olan çekler hakkında, Banka ile hangi kurumların anlaşılması gerektiği, ödeme yeri kanunu ile belirlenir (TTK m.727).
Ödeme Yeri
Ödeme yeri açıkça gösterilmemiş ise, muhatabın ticaret unvanı yanında yazılı olan yer ödeme yeri sayılır; burada birden fazla yer yazılmış ise, çek, ilk gösterilen yerde ödenir (m. 780/1, d). Böyle bir açıklık veya başkaca kayıt da yoksa çek, muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödenir (TTK m.781/2). Ödeme yerinin bir mülki idare birimi olarak belirtilmesi yeterlidir.
Düzenlenme Tarihi ve Yeri
Düzenlenme tarihinin açık, belirli ve mümkün olması gerekir (m. 780/1, e). Düzenlenme tarihi içermeyen veya birden çok ve farklı tarihler içeren bir belge çek niteliği taşımaz. İbraz süreleri, düzenlenme tarihinden itibaren başlar. Düzenlenme tarihinin senede yazılması yeterlidir; yoksa mutlaka gerçeğe uygun yazılması şart değildir (TTK m.795 ve ÇK m.3, f. 8). İşte vadeli çekin anlamı da düzenlenme
tarihinin ileri bir tarih olarak yazılmasıdır; yoksa çekte zaten vade olamaz. Önceki (geçmiş) bir tarih de düzenlenme tarihi olarak yazılabilir. Düzenlenme tarihinin gerçek tarihten farklı (ileri veya geri) gösterilmesi, ibraz sürelerinin de fiilen uzamasına veya kısalmasına yol açmaktadır. Fakat 6273 Sayılı Kanunla ÇK’ye eklenen geçici m. 3/5, ileri tarihli düzenlenen çeklerin, 31.12.2017’ye kadar, çekteki düzenleme tarihinden önce bankaya ibrazının geçersiz olduğunu düzenlemek suretiyle, geçici de olsa adeta, çekte vadeye izin vermiştir.
Düzenlenme tarihi, ibraz sürelerinin başlaması (m. 796), düzenleyenin ehliyetini saptama (m. 670) ve zamanaşımı (m. 814) yönlerinden büyük önem taşır.
Düzenlenme yeri de senette açıkça gösterilebilir. Aksi takdirde düzenleyenin adı (aslında imzası olmalı) yanında yazılı olan yer düzenlenme yeri sayılır. Bu da yoksa çek geçersiz olur (TTK7 m.81/3). Birden fazla ve çelişkili düzenlenme yeri gösterilmesi halinde de sonuç aynıdır. Düzenlenme yeri de taahhütlerin şekli ve sonuçları, sürelerin belirlenmesi, yetkili mahkeme veya icra dairesini saptama gibi yönlerden önemlidir.
Düzenleyenin İmzası
Poliçede ve bonoda olduğu gibi, çekte de düzenleyenin el yazılı imzasının bulunması şarttır (m. 780/1, f), imzanın yanında ad-soyad veya ticaret unvanının yazılı olup olmaması önemli değildir. Düzenleyen, bizzat veya bir temsilci aracılığıyla çek keşide edebilir.
Şekil Şartlarına Aykırılığın Sonuçları
Yukarıda, kanunun saymış olduğu ve varlığı zorunlu olan şekil şartlarına değindik. Fakat poliçe ve bonoda olduğu gibi, bunların hepsi, çekin geçerliliğine aynı derecede etki yapmadıkları gibi, bunlara ilaveten çeke yazılabilen (ihtiyari)ka- yıtlar da vardır. Tüm bu unsur ve kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde, geçerlilik açısından çek kayıtları üç grupta toplanır:
- Mutlak Zorunlu Kayıtlar: Eksiklikleri, belgeyi çek olarak geçersiz kılan şekil şartlarıdır: Çek sözcüğü, belirli bir miktarın kayıtsız ve şartsız ödenmesi konusunda havale, muhatap, düzenlenme tarihi ve düzenleyenin imzası bu türdendir (m. 776, 779/1).
5941 Sayılı Çek Kanun’u, çeklerin baskı şekli (m. 2, f. 6, m. 2, f. 9; ) ve çek yapraklarında yer verilmesi gereken hususlar konusunda (m. 2, f. 7) ayrıntılı düzenlemeler getirmiştir. Ancak ÇK’da belirtilen hususlar, çekin geçerliliği için zorunlu unsurlar değildir (ÇK m. 2, f. 9).
- Alternatif Zorunlu Kayıtlar: Senede açıkça yazılmış olmasalar bile eksiklikleri başka bir yoldan giderilmiş sayılan kayıtlar olup düzenlenme yeri buraya girer. Çünkü düzenlenme yeri açıkça gösterilmemiş ise, düzenleyenin adı (imzası olmalı) yanında yazılı olan yer düzenlenme yeri sayılır. Bu da yoksa çek geçersiz olur (m. 781/3).
- İhtiyari Kayıtlar: İstendiğinde senede yazılabilen ve senet geçerliliği açısından önemi olmayan kayıtlardır. Ödeme yeri (m. 781/2), lehtar belirtilmesi veya hamiline kaydı (m. 785), aval kaydı (m. 794), tahkim kaydı gibi kayıtlar ihtiyari kayıtlara örnek olarak verilebilir.
Senet üzerine bazı kayıtların yazılmasına izin verilmemiştir. İzin verilmemesine rağmen yazılan bu kayıtlar etkisi açısından iki türlü olabilir. Bazı kayıtlar çeki geçersiz kılmaz ve yalnız kendisi geçersiz sayılır: Faiz kaydı (m. 786), düzenleyenin ödememeden sorumsuzluk şartı (m. 818, 679) ve vade (m. 795) buraya girer. Diğer bazı kayıtların çeke yazılması ise çeki geçersiz kılar: Bedelin ödenmesini şarta veya temel ilişkiye bağlayıcı nitelikteki bir kayıt gibi (m. 780/1, b).
Çekin Bazı Temel Özellik ve Farklılıkları
Çeki poliçe ve bonodan ayıran özellik ve farklılıklar kapsamında, çekte lehdar, vade ve ibraz süreleri, çekin devri ve kabul yasağı konuları üzerinde ayrıca durmak gerekir.
Çekte Lehtar
Poliçe ve bonoda mutlaka lehdar gösterilmesi gerektiği halde (m. 671/1, f, 776/1, e), çekte lehdar yazılması zorunlu değildir. Lehdarı gösterilmemiş olan çekler ile belli bir kişi lehine olarak “veya hamiline” sözcüğü eklenerek düzenlenen çekler de hamiline yazılı sayılır (m. 785).
Çekte Vade ve İbraz Süreleri
TTK’ya göre, çekte vade yoktur; çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış sayılır. Düzenlenme günü olarak gösterilen günden önce bankaya ibraz edilen bir çek, ibraz günü ödenir.
Çek bir ödeme aracı olduğu ve görüldüğünde ödenmesi gerektiği için, kanunda, ödenmek üzere bankaya ibrazına özgü, belirli, kısa ve kesin bazı süreler öngörülmüştür. İbraz süresi denilen bu süreler kanunda üç türlü düzenlenmiştir. Bu sürelerden hangisinin uygulanacağı, çekin üzerindeki düzenlenme ve ödeme yerlerine bakılmak suretiyle saptanmaktadır.
TTK m.796/3’e göre “İbraz süreleri, çekin düzenlendiğinin ertesi günü başlar”. Kanunda öngörülen üç tür ibraz süresi şunlardır (m. 796/1-2):
- Bir çek düzenlendiği yerde ödenecekse 10 gün,
- Düzenlendiği yerden başka yerde ödenecekse 1 ay,
- Başka bir ülkede ödenecek ise, düzenlenme ve ödeme yerleri aynı kıtada iseler 1 ay, ayrı kıtalarda iseler üç aylık süre içerisinde bankaya ibraz edilmeleri gerekir. Avrupa ülkeleri ile Akdeniz’de sahili bulunan ülkeler bu açıdan aynı kıtada sayılır.
Maddenin uygulanması açısından “yer” kavramı da açıklanmaya muhtaçtır. “Yer” ile amaçlananın ne olduğu tartışmalı olup, bu konuda doktrinde çeşitli görüşler ileri sürülse de bankacılık uygulamasında genellikle il sınırları esas alınmaktadır.
Uygulamada, düzenlenme tarihi gerçeğinden daha sonraki (ileri) veya önceki (geçmiş) bir tarih olarak yazılabilmektedir. İbraz süreleri çekte yazılı tarihten başladığı için, bu sayede, ibraz süreleri fiilen uzatılmış ya da kısaltılmış olunmaktadır. Özellikle ileri bir tarih yazılması durumunda ibraz süresi fiilen uzadığı için, adeta vadeli bir çek yaratılmış gibi bir sonuç doğmaktadır.
Çekin Devri
Çek, devir şekli açısından hangi türde yazılmış ise ona göre de devredilir. Yani, nama yazılı ise devir beyanı ve senet zilyetliğinin nakli ile hamiline yazılı veya böyle yazılmış sayılıyorsa senet zilyetliğinin nakli ile, emre yazılı ise ciro ve senet zilyetliğinin nakli ile devredilir. Çekin cirosu, diğer kambiyo senetlerine oranla bazı farklılık ve özellikler gösterir.
- Ciro, ibraz süresi bitmeden yapılabilir. İbraz süresi geçtikten veya ödememenin saptanmasından sonra yapılan ciro, alacağın temliki hükmündedir. Aksi kanıtlanıncaya dek tarihsiz bir ciro, ibraz süresi içerinde yapılmış sayılır (m. 793). Çekte ödememenin saptanması da ibraz süresi içerisinde olur. Fakat ibraz son gün gerçekleşmiş ise, ödememe, ertesi işgününde de saptanabilir (m. 809).
- Poliçe ve bono amaç yönünden temlik, tahsil veya rehin cirosu yapılabilir iken, çok kısa olan ibraz süreleri ve ödeme aracı niteliği nedeniyle çekte m. 689 çerçevesinde açık rehin cirosu yapılamaz (m. 818/1, d ve f).
- Muhatabın cirosu batıldır (m. 789/2). Muhataba ciro da makbuz hükmündedir; meğer ki muhatabın birden çok şubesi olup da ciro, diğer bir şubeye yapılmış olsun (m. 789/4).
- Hamiline yazılı bir çekin yalnız teslim (zilyetliğin nakli) yoluyla devri mümkündür. Hamiline yazılı çek ciro edilmiş ise, bu ciro, cirantayı sorumluluk altına sokar fakat senedi emre yazılı hâle getirmez (m. 791). Bu cironun teminat fonksiyonu vardır. Ancak meşru hamilin tespiti açısından ciro silsilesine bakılmaz.
Çekte Kabul Yasağı ve Çeke Güveni Artırmaya Yönelik Bazı İşlemler
TTK m.784 gereğince çekte kabul yoktur; çek üzerine yazılan kabul şerhi de yazılmamış sayılır. Kabul yasağı emredicidir. Bu nedenle, kabul şerhi yazılmamış sayılır. TTK m.789/2 ve 794/2, yalnızca kabulün değil, bankayı dolaylı yoldan da olsa sorumluluk altına sokacak diğer (muhatabın aval vermesi, muhataba ciro, muhatabın cirosu gibi) işlemlerin de yasaklandığını açıkça göstermektedir. Kabul geçerli olmadığı içindir ki çekteki kambiyo taahhüdünün asıl borçlusu yoktur; yalnızca başvuru borçluları (düzenleyen, cirantalar ve avalistler) vardır.
Kabul yasağı, bankanın düzenleyene ve hamile karşı çek dışında sözleşmesel sorumluluklar üstlenmesini önlemediği gibi, kabul sonucu doğurmamak şartıyla, bankanın çek üzerine bazı kayıtlar koymasını da yasaklamamaktadır. Nitekim uygulamada, muhatabın çek dışında veya çek üzerinde bazı beyanlarda bulunduğuna ve böylece çeke duyulan güveni artırarak tedavül ve ödenme yeteneğini güçlendirdiğine rastlanmaktadır. Çekte teyit, çekin vizesi, garantili çek ve banka çeki de bu gereksinim sonucunda doğmuş ve benimsenmiş uygulamalardandır.
Çekin Ödenmesi
Ödeme İçin İbraz
Çek meşru hamil ya da yetkili temsilci tarafından süresi içinde muhataba ibraz edilmelidir. Muhatap, çekle işleyen hesabın açıldığı bankanın şubesi değil, banka tüzel kişiliğidir. Bu nedenle ibraz, muhatap bankanın hesabın olduğu şubesine veya başka bir şubesine yapılabilir. Hesabın olduğu şubeye ibraz halinde, karşılık varsa ödeme yapılır. Başka şubeye ibraz halinde ise provizyon istenmek suretiyle ödeme yapılır (ÇK m.3, f. I).
Çekin başka bir şubeye ibraz edilmesi, ibraz sürelerinde asla değişiklik yaratmaz; çünkü bu süreler baştan belirli ve kesin olup düzenlenme ve ibraz yerlerine göre değil, düzenlenme ve ödeme yerlerine göre saptanır.
İbraz, iş günlerinde ve iş saatleri içinde yapılabilir. İbraz süresinin son günü tatile rastlıyorsa, süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saatleri bitimine dek uzar (TTK m.816). Çekin başka bir bankaya ibrazı, “ödeme için ibraz” değil, “tahsil cirosu” veya “senedin iskontoya tabi tutulması talebi” niteliğindedir. Takas odasına ibraz da ödeme için ibraz sayılır (TTK m.798).
İbraz süresi geçtikten sonra muhatap bankanın ödeme yükümlülüğü yoktur fakat çekten cayılmamış ise muhatabın dilerse ödeme yapma yetkisi vardır (TTK m.799/2). İbraz süresini kaçıran hamil, düzenleyen ve cirantalara başvuru hakkını yitirir; çek de kambiyo senedi olma niteliğini kaybeder. Bu durumda hamil, asıl borç ilişkisine veya sebepsiz zenginleşme kurallarına göre düzenleyenden talepte bulunabilir (TTK m.818/1, m. 732).
Çekin Ödenmesi, Ödenmesinin Önlenmesi ve Sahte/Tahrif Edilmiş Çekin Ödenmesinden Dolayı Sorumluluk
Çekin Ödenmesi
Çek, kural olarak ibraz süresi içerisinde ve görüldüğünde ödenir (TTK m.795, ÇK m.3). Bu kuralın iki önemli istisnasından söz etmek gerekir. Birincisi, ileri tarihli bir çek, ibraz süresi başlamadan ödenebilir (bkz. ÇK m.3/ f. 8; fakat ÇK geçici m. 3/f. 5, buna, 31.12.2017’ye dek engel olan bir hüküm içermektedir). İkincisi, çekten cayılmamış ise, çek ibraz süresi geçtikten sonra dahi ödenebilir (TTK m.799).
Çek kendisine ibraz edildiğinde banka, hamilin meşru hamil olup olmadığını, kimliğini ve emre yazılı çeklerde ciro silsilesini kontrol etmelidir fakat imzaların sıhhatini kontrol yükümlülüğü yoktur (TTK m.790, 801). Ayrıca ÇK m.3, f. 1, hesabın bulunduğu şube dışındaki bir şubeye ibraz edilen çekin, ödenmeden önce, hamilin vergi kimlik numarasının saptanmasını ve karşılık istenmek suretiyle ödenmesini öngörmüştür.
Bankanın çeki ödemesi çeşitli biçimlerde gerçekleşebilir:
- Çek nakden ödenebileceği gibi, hesaben de ödenebilir (TTK m.805 vd.).
- Ödeme, çizgili çek yoluyla da olabilir. Çizgili çek, herhangi birisine ödeme yapılmaması ve güven amacıyla geliştirilmiş bir yöntemdir. Düzenleyen veya hamil, çekin yüzüne paralel ve eğik iki çizgi çekerek ödemenin münhasıran bir bankaya veya muhatabın müşterisine yapılmasını sağlayabilirler (=umumi çizgili çek). İki çizgi arasına belirli bir banka yazılmış ise, ödeme ancak o bankaya veya bu banka muhatap ise müşterisine yapılır (=hususi çizgili çek) (bkz. TTK803-804).
Çek tamamen ödenirse kambiyo ilişkisi sona erer; çek makbuz olarak bankada kalır. Haricen ödeme yapar ise çeki, borçlunun alması gerekir. Aksi takdirde ödediğini kanıtlama yükümü kendisine düşer.
Kısmen karşılık var ise, muhatap kısmi ödeme yapmakla yükümlüdür (TTK m.783/2, ÇK m.3, f. 3/b, 7). Bu durumda çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Hamil, bu fotokopi ile başvuru borçlularına veya kambiyo senetlerine özgü takip yoluna gidebileceği gibi, Savcılığa şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin talebi halinde çek aslı bu mercilere gönderilir (ÇK m.3, f. 6). Hamil kısmi ödemeyi reddedemez; aksi takdirde alacaklı temerrüdü gerçekleşir ve hamil, başvuru hakkını kısmen kaybeder (TTK m.818/1, h, 709).
Ödemenin Önlenmesi
Çekin tedavüle çıkarılmasından sonra düzenleyen ölse, iflâs etse veya fiil ehliyetini yitirse bile, ibraz süresi içerisinde çek geçerli kalmakta devam eder; dolayısıyla ödenmesi gerekir (TTK m.800). Tedavüldeki bir çekin ödenmesi, iki şekilde önle- nebilmektedir: Çekten cayılması veya çekte bankanın ödeme yapmasını yasaklayan bir mahkeme (ihtiyati tedbir) kararı verilmesi.
Çekte Cayma
İbraz süresi geçtikten sonra düzenleyenin o çekten rücu etmesidir (TTK m.799/1). Cayma için düzenleyenin herhangi bir gerekçe göstermesine gerek yoktur. Şayet ibraz süresi geçmiş, fakat düzenleyen çekten caymamış ise banka ödeme yapıp yapmamakta serbesttir (m. 799/2).
Çekte Ödemenin Mahkeme Kararı ile Yasaklanması
Çeki gerçekten rıza dışı elden çıkan bir kişinin, ödemeyi önleyebilmek için, mahkemeye başvurup ödeme yasağı kararı alması ve senedin zıyaına dayanılarak alınan tedbir kararından sonra, HMK’da öngörülen süre içerisinde iptal davası açması gerekir.
Sahte veya Tahrif Edilmiş Çekin Ödenmesinden Doğan Sorumluluk
TTK m.812 uyarınca, sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından dolayı muhatap sorumlu olur. Meğer ki çek defterini iyi saklayamamış olması gibi bir kusurun düzenleyene yüklenmesi mümkün olsun. Sahte çek bakımından TTK m.812’nin uygulanmasının önşartı, imzanın keşideciye veya temsilcisine ait olmadığının tespit edilmiş olmasıdır. Tahrifat çek içeriğinin (imza veya beyanların) bozularak değiştirilmesini anlatır. Örneğin çek bedelinin veya düzenlenme tarihinin değiştirilmesi ya da eklemeler yapılması gibi. Bankaların bu madde nedeniyle yüklenmiş oldukları sorumluluk kusura dayanmaz. Dolayısıyla bankanın objektif özen yükümlülüğüne uygun davranması gerekmektedir.
Çekin Ödenmemesi Nedeniyle Sorumluluk ve Başvuru Hakkı
Ödenmeme Halinin Saptanması
Süresi içerisinde ibraz edilen bir çekin ödenmemesi halinde, kanunun öngörmüş olduğu şu üç yoldan birisi ile durum tespit ettirilmelidir (TTK808/1):
- Protesto,
- Muhatabın çek üzerine, ibraz gününü de göstererek yazacağı beyan (uygulamada “karşılıksızdır” kaşesi basılması çok yaygındır),
- Bir takas odasının aynı içerikteki tarihli bir beyanı
Çeki süresinde ibraz etmeyen veya ödememeyi usulünce tespit ettirmeyen hamil, başvuru hakkını yitirir (m. 796, 808). Mücbir sebeplere ilişkin TTK m.811 hükmü saklıdır. Bu hüküm uyarınca mücbir sebep onbeş günden fazla sürerse, hamil, çeki ibraz etme ve ödememeyi tespit ettirme zorunluluğu olmaksızın başvuru hakkını kullanabilir.
Hukuki Sorumluluk, Başvuru Hakkı ve Zamanaşımı
Ödememe halinin tespitinden sonra hamil, çek bedelini tahsil için hukuki sorumluluk altındaki kişilere başvuracaktır. Muhatap banka, kambiyo taahhüdü altına girmediği için başvuru borçluları arasında yer almaz; onun sorumluluğu düzenleyene karşıdır. Fakat ÇK m.3/3, karşılıksız çeklerde muhatap bankanın çek yaprağı başına belirli bir miktar ile sınırlı olarak hamile ödeme yapmasını öngörmüştür. Miktar tatminkar olmadığı için, bugüne dek uygulamada hükmün pek işlevi olmamış ise de, ÇK m.3/3’deki para sınırının, yetersiz de olsa, bir miktar artırılmış olması, belki bundan sonra uygulamada işlerlik sağlayabilir.
Karşılıksız çeklerde düzenleyen, ÇK m.6 kapsamında ödeme yaparsa, hamil alacağına kavuşmuş olacağı için başvuru hakkının kullanılmasına gerek kalmaz. Başvuru hakkını kullanan hamil, düzenleyen ve/veya cirantalar ve varsa avalistle- rinden TTK m.810 kapsamında talepte bulunabilir.
Hamile ödeme yapan birisinin, kendisine karşı sorumlu olanlara başvurması durumunda TTK m.818/1’in yollaması ile m. 726-727 hükümleri uygulanır. TTK m.783/3, çekin karşılıksız çıkması ve bunun usulünce saptanması durumunda, hamil lehine ve düzenleyen aleyhine özel bir ek yaptırım öngörmüştür. Çek bedelinin karşılanmayan kısmının yüzde 10’u ile ayrıca varsa, hamilin uğradığı zararın ödenmesi gerekir. Yüzde 10’luk tazminat, kusura ve zarara bağlı olmaksızın kanundan kaynaklanan bir cezai şart olarak düşünülebilir.
“Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanunu’nun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukuki takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır” (ÇK m.3, f. 8).
Çekte zamanaşımı süreleri TTK m.814’de belirlenmiştir:
- Hamilin açacağı davalar ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
- Sorumlu (hamile ödeyen) kişilerden birisinin, başvurabileceği kişilere karşı açacağı davalar ise, çeki isteyerek ödediği ya da çekin ödenmesinin kendisinden dava yoluyla talep edildiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Muhatap Bankanın Hamile Karşı Hukuki Sorumluluğu
Muhatap bankanın hamil karşısında sorumlu olup olmadığı incelenirken ikili bir ayrım yapmak gerekir: Muhatabın karşılıksız çıkan çeklerden dolayı her bir çek yaprağı başına sorumluluğu/karşılık olmasına rağmen ödeme yapmamasından dolayı sorumluluğu.
Karşılıksız Çeklerde Çek Yaprağı Başına Sorumluluk
6273 sayılı Kanunla değişik ÇK m.3, f. 3 hükmüne göre:
Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
- Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
- Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise binaltıyüz Türk Lirası,
- Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
- Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
- Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
- Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür.
Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır.
ÇK’ya 627 Sayılı Kanunla eklenen 3 üncü maddenin 9 uncu fıkrası uyarınca, çekin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın bu sorumluluğu sona erer.
Karşılık Olmasına Rağmen Ödememekten Dolayı Sorumluluk
Kısmi karşılığı ödeme yükümü öngören TTK m.783/2, cayma yanında ödeme yükümüne de dayanak oluşturan TTK m.799/2 hükümleri ile süresinde ibraz edilen ve karşılığı olan çeklerin ödenmesini düzenleyen ÇK m.3, f. 1 ve karşılığı olan çekin ödenmesini geciktiren veya çek yaprağı başına kanunen ödemesi gereken bedeli geciktiren bankanın, çek hamiline, “her geçen gün için binde üç gecikme cezası” ödemesi gerektiğini açık hükme bağlayan ÇK m.3, f. 7 muhatabın, karşılığı olan çekleri ödemesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Çekin Karşılıksızdır İşlemine Tabi Olmasından Dolayı İdari Yaptırım Sorumluluğu (Yasaklama Kararı)
ÇK’nın 5 inci maddesi, “idari yaptırım sorumluluğu” kapsamında, çek düzenleme ve çek hesabı açmanın bir karar ile yasaklanmasını hükme bağlamıştır. Çek düzenleme ve çek hesabı açmanın yasaklanması (idari yaptırımın uygulanması) için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerektiği, madde metninden anlaşılmaktadır:
- Şeklen tam bir çek bulunması (TTK m.780, ÇK m.2/f. 9).
- Çekin, ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olması.
- Çekin, ibraz günü tamamen ya da kısmen karşılıksız çıkması.
- Karşılıksızlık olgusunun tespit ettirilmiş olması.
- Hamilin talepte bulunması.
Çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağının kaldırılması, ÇK m.6’da belirtilen esaslar dâhilinde mümkündür.