Bilirkişi İncelemesi Nasıl Yaptırılır?

Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konuda, kural olarak kovuşturma evresinde mahkeme veya hâkimin, sorusturma evresinde Cumhuriyet savcısının kararı ile görüsüne başvurulan kişiye bilirkişi denir(CMK m.63/1). Bilirkişi gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir.

Kolluğun bilirkişiye başvurma imkânı var mıdır?

Gerekçe gösterilerek, bilirkişi sayısının birden çok olarak belirlenmesi mümkündür (CMK m.63/2).

Belirtelim ki, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelen­dirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez (CMK m.63/1). Bilirkişi, raporunda ve söz­lü açıklamaları sırasında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hâkim tarafından yapılması gereken hukukî nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz (CMK m.67/3).

Bilirkişi Görüşünün Hukuki Niteliği

Bilirkişi raporu, bilirkişinin yaptığı tespitlere göre bazen delil, bazen de delilleri değerlen­dirme aracı olma özelliği gösterir. Örneğin, bilirkişi raporu, soyut olarak sorulan sorulara cevap verilmesi hâlinde delilleri değerlendirme aracı; bir belirti delili anlamlandırıldığın- da ise delildir. Bilirkişi raporu bazı hâllerde her iki işlevi birden gerçekleştirir. Bilirkişi raporu, delil özelliği taşımadığında duruşmada tartışmaya açılması gerekli olmayacaktır.

Uygulamada bilirkişi raporunun içeriğine bakılmaksızın tüm raporlar aynı şekilde tartış­maya açılmakta ve değerlendirilmektedir.

Bilirkişiye Başvurma Mecburiyetinin Bulunmaması

Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin görüşünün “alınmasına karar verilebilir” (CMK m.63). Bilirkişiliğin söz konusu olabilmesi için çö­zümü gereken konunun uzmanlığı gerektirmesi ve yetkili adli makamca görevlendirme yapılmış olması gerekir. Bilirkişiye başvurmayı gerektiren konunun çözümünün uzmanlık gerektirip gerekmediği konusunda bilirkişiyi görevlendirecek olan makam takdir hakkını kullanır. Kovuşturma evresinde mahkemenin konunun özel ve teknik bilgiyi gerektirip gerektirmediği konusunda verdiği kararlar kanun yolu muhakemesinde denetlenir. Yasa koyucu, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren bazı konuları örneğin, para ve benze­ri değerlerde sahteciliğin tespiti (CMK m.73), şüphelinin bilincinin incelenmesi (CMK m.74), vücudun muayenesi (CMK m.86), otopsi (CMK m.87) gibi kendisi belirlemiş ve bu konularda, bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili olan merciin, sorunun çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirip gerektirmediği konusundaki takdir yetkisini ortadan kal­dırmıştır.

İstisnai Olarak Bilirkişiye Başvurma Mecburiyetinin Bulunması Kural olarak ceza muhakemesinde bilirkişiye başvurma mecburiyeti bulunmamakla be­raber, bazı hâllerde kanunkoyucu bilirkişiye başvurmayı zorunlu kılmış olabilir. Örneğin para ve devlet tarafından çıkarılan tahvil ve Hazine bonosu gibi değerler üzerinde işlenen sahtecilik suçları söz konusu olduğunda, elkonulan para ve değerlerin hepsinin, bunların asıllarını tedavüle çıkaran kurumların merkez veya taşra birimlerine incelettirilmesi zo­runludur. Yabancı devletlerin paraları ve değerleri hakkında da yetkili Türk makamlarının görüşlerinin alınmasına karar verilir (CMK m.73). Yukarıda da belirttiğimiz üzere bu gibi kanunun açıkça öngördüğü hâllerde genel kuralın istisnaları ortaya çıkmaktadır.

Önemli Bir Bilirkişi İncelemesi Olarak Ölünün Adli Muayenesi ve Otopsi

Adli muayene, ölünün dıştan muayene edilmesini ifade eder. Bu muayenede tıbbi belir­tiler, ölüm zamanı ile nedenini tespit etmek için dış bulgular araştırılır (CMK m.86/1). Bu işlem, Cumhuriyet savcısının önünde ve bir hekim görevlendirilerek yapılır (CMK m.86/3).

Otopsi, ölüm nedenini belirlemek için bir ölünün, uygun olduğu müddetçe baş, göğüs ve karnının açılması suretiyle yapılan incelemedir. Otopsi, Cumhuriyet savcısının önün­de biri adli tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Müdafi veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir. Zorunluluk bulunduğunda otopsi işlemi tek hekim tarafından da yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir (CMK m.87/1,2). Ölümünden hemen önceki hastalığında öleni tedavi etmiş olan hekime, otopsi yapma görevi verile­mez. Ancak bu hekimin otopsi sırasında hazır bulunması ve hastalık süreci hakkında bilgi vermesi istenebilir (CMK m.87/3).

Gömülmüş bulunan bir ceset, incelenmesi veya otopsi yapılması için mezardan çıka­rılabilir. Bu husustaki karar, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evre­sinde mahkeme tarafından verilir. Mezardan çıkarma kararı, araştırmanın amacını tehli­keye düşürmeyecekse ve ulaşılması zor değilse ölünün bir yakınına derhâl bildirilir (CMK m.87/4). Ceset mezardan çıkartılırken ve otopsi işlemleri yapılırken cesedin görüntüleri kayda alınır (CMK m.87/5).

Yeni doğanın cesedi üzerinde yapılan adli muayene veya otopside, doğum sırasında veya doğumdan sonra yaşam bulgularının varlığı, olağan süresinde doğup doğmadığı, bi­yolojik olarak yaşamını rahim dışında sürdürebilecek kadar olgunlaşmış olup olmadığı veya yaşama yeteneğinin bulunup bulunmadığı saptanır (CMK m.88).

Bilirkişinin Ödevleri

Bilirkişilik Yapma ve Hazır Bulunma

Aşağıda belirtilen kişi veya kurumlar, bilirkişilik görevini kabul etmekle yükümlüdürler (CMK m.65): 1)Yasaların belli konularda bilirkişilik yapmakla görevlendirdiği resmî bi­lirkişiler, 2) bilirkişilik bölge kurulu tarafından düzenlenen listeye giren gerçek ve tüzel kişiler (CMK m.64), 3) incelemenin yapılması için bilinmesi gerekli fen ve sanatları mes­lek edinenler, 4) incelemenin yapılması için gerekli mesleği yapmaya resmen yetkili olan­lar. Yasaların belli konularda görevlendirdiği resmî bilirkişiler öncelikle atanırlar. Ancak kamu görevlileri, bağlı bulundukları kurumla ilgili davalarda bilirkişi olarak atanamazlar (CMK m.64/3).

Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen bilirkişiler zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek kamu alacaklarının tah­sili usulüne göre ödettirilir (CMK m.44,62).

Yemin Etme

Listelere kaydedilen bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulu veya bulunduğu yer il adlî yar­gı adalet komisyonu huzurunda “Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” sözlerini tekrarlayarak yemin ederler. Bu bilirkişilere görevlendirildikleri her işte yeniden yemin verilmez (CMK m.64/5). Listelerde yer almamış olan bilirkişiler, görevlendirildik­lerinde kendilerini atamış olan merci önünde, yukarıda gösterilen biçimde yemin ederler (CMK m.64/6,7).

İnceleme Yapma ve Sonuçlarını Bildirme

Bilirkişi inceleme sonuçlarını görevlendirme kararında belirtilen süre içinde bilirkişi ince­lemesi talep eden makama bildirir. Bu süre üç ayı geçemez. Özel nedenlerle bu süre bilir­kişinin istemi üzerine kendisini atayan merciin gerekçeli kararıyla üç ay daha uzatılabilir (CMK m.66/1).

Bilirkişi görüşlerini rapor hâlinde açıklar. Ancak mahkeme, her zaman bilirkişinin duruşmada dinlenmesine karar verebileceği gibi ilgililerden birinin istemesi hâlinde de açıklamalarda bulunmak üzere duruşmaya çağırabilir. Yaptıkları açıklamalardan sonra mahkeme başkanı veya hâkim, çekilmelerine izin vermedikçe, bilirkişiler duruşma salo­nunda kalırlar ancak salona teker teker alınıp birbirinden ayrı olarak dinlenmeleri zorun­lu değildir (CMK m.68).

Belirlenen süre içinde raporunu vermeyen bilirkişi hemen değiştirilebilir. Bu durum­da bilirkişi, o ana kadar yaptığı işlemleri açıklayan bir rapor sunar ve görevi sebebiyle kendisine teslim edilmiş olan eşya ve belgeleri hemen geri verir. Ayrıca, hukukî ve cezaî sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, bilirkişiye ücret ve masraf adı al­tında hiçbir ödeme yapılmamasına karar verilebilir ve gerekçesi gösterilerek gerekli yaptı­rımların uygulanması bilirkişilik bölge kurulundan istenir (CMK m.66/2).

İncelemeleri sona erdiğinde bilirkişi yaptığı işlemleri ve vardığı sonuçları açıklayan bir raporu, kendisinden istenen incelemeleri yaptığını ayrıca belirterek, imzalayıp ilgili mercie verir veya gönderir. Birden çok atanmış bilirkişiler değişik görüşleri yansıtmışlarsa veya bunların ortak sonuçlar üzerinde farklı görüşleri varsa, bu durumu gerekçeleri ile birlikte rapora yazarlar (CMK m.67/1,2). Bilirkişi raporunda, hâkim tarafından yapılması gereken hukuki değerlendirmelerde bulunamaz (CMK m.67/3).

Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor örnekleri, duruşma sırasında Cumhuriyet savcı­sına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya yasal temsilciye doğrudan verilebileceği gibi kendilerine iadeli taahhütlü mektupla da gönderilebilir. Bilirkişi ince­lemeleri tamamlandığında, yeni bilirkişi incelemesi yapılması veya itirazların bildirilmesi için istemde bulunabilmelerini sağlamak üzere Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya yasal temsilciye süre verilir. Bu kişilerin istemleri reddedildiğinde, üç gün içinde bu hususta gerekçeli bir karar verilir (CMK m.67/4,5).

Belirtelim ki Yasa’da soruşturma evresinde düzenlenen ve Cumhuriyet savcılığına tes­lim edilen bilirkişi raporunun ilgililere gönderileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.

Bilirkişinin Görevini Yapmamasının Yaptırımı

Yöntemine uygun olarak çağrıldığı hâlde gelmeyen veya gelip de yeminden, oy ve görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında bundan doğan giderlere hükmedilir. Ayrıca, yemininin veya bilirkişiliğin gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi uygulanabilir. Kişi, bilirkişiliğe ilişkin yükümlülüğüne uygun davranırsa derhâl serbest bırakılır. Belirtelim ki bu tedbir­leri almaya naip hâkim ve istinabe olunan mahkeme ile soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi yetkilidir. Cumhuriyet savcısı bu tedbirlere karar veremez. Disiplin hapsi kararına itiraz edilebilir (CMK m.60,71).

Bilirkişinin Yetkileri

Bilirkişi, görevini yerine getirmek amacıyla şüpheli veya sanığın ya da onun dışındaki kişi­lerin bilgisine başvurabilir. Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı, bilirkişinin alanı­na girmeyen bir sorunun aydınlatılması için bilirkişinin, nitelikli ve konusunda bilgisiyle tanınmış kişilerle bir araya gelmesine izin verebilir. Bu şekilde çağrılan kişiler yemin eder­ler ve verecekleri raporlar, bilirkişi raporunun tamamlayıcısı olarak dosyaya konulur. İl­gililer merciinden, bilirkişiye teknik nitelikte bilgiler verebilecek olan ismen belli kişilerin dinlenmeleri veya bazı araştırmaların yapılması konusunda karar vermesini isteyebilirler (CMK m.66/3-5).

Gerekli olması hâlinde bilirkişi, mahkeme başkanı, hâkim veya Cumhuriyet savcısı aracılığıyla mağdur, şüpheli veya sanığa soru sorabilir. Ancak mahkeme başkanı, hâkim veya Cumhuriyet savcısı, bilirkişinin doğrudan soru sormasına da izin verebilir. Muaye­neyle görevlendirilen hekim bilirkişi, görevini yerine getirirken zorunlu saydığı soruları, hâkim, Cumhuriyet savcısı ve müdafi bulunmadan da mağdur, şüpheli veya sanığa doğ­rudan doğruya yöneltebilir (CMK m.66/6).

Bilirkişinin Bilirkişilikten Çekinme ve Ücret Alma Hakkı

Tanıklıktan çekinmeyi gerektiren nedenler, bilirkişiler hakkında da geçerlidir. Ancak bi­lirkişi, geçerli herhangi bir nedenle de görüş bildirmekten çekinebilir (CMK m.70). Belir­telim ki bilirkişiliğe ilişkin hüküm bulunmayan hâllerde bilirkişiliğe ilişkin hükümlere ay­kırı olmadıkça tanıklara ilişkin hükümler bilirkişiler hakkında da uygulanır (CMK m.62).

Bilirkişiye sarf etmiş olduğu emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderleri ödenir. Bu konuda, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan ve her yıl güncellenen tarife esas alınır (CMK m.72).

Bilirkişinin Reddi

Hâkimin reddini gerektiren nedenler, bilirkişiler hakkında da geçerlidir. Kovuşturma ev­resinde, hâkim veya mahkeme tarafından atanan bilirkişinin adı ve soyadı, engel bulun­madıkça, ret hakkına sahip olanlara bildirilir. Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafi veya yasal temsilci ret hakkını kullanabilir. Ret istemini davayı gör­mekte olan hâkim veya mahkeme inceler (CMK m.69/1,2).

Soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısınca görevlendirilen bilirkişinin de reddedil­mesi mümkündür. Yasa’da açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, ret haklarını kullanabil­melerine olanak sağlamak için Cumhuriyet savcısının atadığı bilirkişinin adı ve soyadı ret hakkına sahip olanlara bildirilmelidir. Cumhuriyet savcısınca kabul edilmeyen ret istemi, sulh ceza hâkimince incelenir. Reddi isteyen kişi, bunun nedenini, dayandığı olguları gös­tererek açıklamakla yükümlüdür (CMK m.69/3).

Teknik Müşavir-Uzman Mütalaası

Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafi veya yasal temsilci yargı­lama konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendiril­mek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilir. Sadece bu nedenle ayrıca süre istenemez (CMK m.67/6). Belirtelim ki, soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısı bilirkişi tayin edeceği için uzman bir kişiyi kendisi zaten atayacaktır. Diğer kişiler, soruşturma evresinde uzman mütalaası alabilirler ve soruşturma dosyasına koyabilirler. Yasa’da bu kişi, bilirkişi, uzman kişi (CMK m.178,179), hazırlayacağı rapor ise uzman mütalaası, bilimsel mütalaa (CMK m.67), olarak adlandırılmıştır. Uygulamada, sanığın veya savcının kendisinin belirlediği ve davet yoluyla ya da yanında duruşmaya getirdiği bilirkişiye, mahkemenin tayin ettiğinden ayırmak amacıyla teknik müşavir, taraf bilirkişisi de denilmektedir. Uzman bilirkişi, bilirkişi atamaya yetkili olan resmî makamla­rın görevlendirmesi olmadan görev yapar.

Uzman, görüşlerini rapor hâlinde verebilir. Uzmanın duruşmada dinlenmesine karar verilmesi de mümkündür (CMK m.68/3).

Leave a comment

error: Content is protected !!