Avukatlık Mesleğinin Tanımı Nedir?
Binlerce yıllık öncesinden bu yana çeşitli şekillerde tanımlanan avukatlığın dört tanımını özgünlükleri ve önemleri açısından göz önüne almak gerekir. Bunlardan ilki eski yunan mitolojisindeki Litailer (Yalvarılar – Avukatlar)dir. “Zeus’un kızlarından Litailer vardır ki onlar da adalet işinde savunmayı üstlenmişlerdir. Yalvarı- lar denilen Litailer Zeus’un çirkin kızlarıdır. Topaldırlar. Yüzleri buruşuk, gözleri şaşıdır. Suç işleyenlerin kandırıldıklarını, yargıçlara anlatır dururlar. Zeus’un onları bağışlamasını isterler. Mitoloji’de yer alan Litailer bu nitelikleriyle avukatlık mesleğinin temsilcisidirler. (BOZKURT, 2008) Avukatlığın Türk Hukukundaki ilk tanımı olarak 1876 yılında yürürlüğe konulan Mecelle’de “Mahkeme huzurunda taraflardan birini müdafaa eden kimse” şeklinde yapılmıştır.
Avrupa Konseyinin Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 Numaralı Tavsiye Kararında avukat “Bu tavsiyenin amacı bakımından avukat sözcüğü, ulusal yasaya uygun olarak dava açmaya, müvekkili adına hareket etmeye, hukukun uygulanmasına, müvekkili adına mahkemeye çıkmaya veya ona danışmanlık yapmaya ve onu temsil etmeye ehil ve yetkili olan ve Prensip 1. (2)’ye göre meslek örgütüne kaydı kabul edilmiş kişidir.”
Ulusal Hukukta Avukatlık, Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinde “avukat, her türlü hukuki sorun ve anlaşmazlıkların, adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasında, yargı organlarına, kişilere, kurum ve kuruluşlara yardım etmek için, hukuki bilgi ve tecrübelerini, adaletin hizmetine tahsis eden, kamu hizmeti gören serbest meslek mensubu kişiler“ şeklinde tanımlanmıştır.
Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere, avukatın iki yönlü işlevi bulunmaktadır. Buna göre avukat taraf temsilcisi olarak hak savunuculuğu yapmakla birlikte, yargılama faaliyetlerine katılarak yargının bir çalışanı olmak sıfatıyla, adaletin gerçekleştirilmesi çabasına da ortak olmaktadır.
Avukatlık Kanunu avukatı nasıl tanımlamıştır?
“Avukatlık ilk zamanlarda sadece savunma, sonrasında adliye koridorlarına sıkıştırılmışken Gelişmeler zaman içinde Avukatlığı yalnızca bir savunma işlevi olmaktan da çıkarmış, hukuki ilişkilerin daha başlangıcında hukuka uygun olarak düzenlenmesi, uyuşmazlıkların önceden önlenmesi gibi önemli ve çağdaş bir yaklaşımı öne almıştır (GÖREN, 2010).