Avukat-Müvekkil İlişkisinin Hukuki Niteliği
Avukat ile müvekkil arasındaki ilişki, vekâlet verene bunun ihtiyaçları doğrultusunda niteliği belirlenen avukatlık hizmetinin avukat tarafından yerine getirilmesini isteme, avukata da kendisine verilen vekâlet kapsamında müvekkiline yönelik mesleki faaliyette bulunmak karşılığında kararlaştırılmış vekâlet ücretinin ödenmesini isteme hakkı veren, tarafların karşılıklı edim yükümlülüklerinin de bu çerçeve içinde belirlendiği ivazlı bir sözleşme ilişkisidir.
Avukat müvekkilden bağımsızdır. Ancak avukatın bağımsızlığı, vekil edenin, Avukat müvekkilden avukatın faaliyetlerini haklı talepleriyle yönlendirebileceği gerçeğiyle sınırlıdır. bağımsızdır.
Vekâlet ilişkisi avukatın zaman itibariyle müvekkile bağlanması, gününün tümünü veya belli bir bölümünü ona hasretmesini gerektirmez. Zira vekâlet akdine göre hizmet veren bağımsız avukat çalışma süresi ve biçimini mesleki gerekler doğrultusunda serbestçe belirler. Eğer avukat zamanının belli bir bölümünü vekil edene hasretmek zorunda ve bu hasrediş müvekkilin talimatı veya sözleşme gereği olmakta ise, bu taktirde vekâlet değil fakat bir hizmet ilişkisinin varlığı kabul edilmelidir.
Vekâlet akdine göre hizmet veren bağımsız avukat müvekkile belli bir sonucun elde edileceğini taahhüt edemez. Avukatın, mesleki faaliyetinin başarı ile sonuçlanacağını müvekkile garanti etmesi, mesleği dürüstlükle yürütme (Av.K. m. 34) ve karşılıklı menfaatleri objektif şekilde koruma yükümlülüklerini ihlal etmesi sonucunu doğurabilecektir. Nitekim avukatlık ücreti bakımından getirilen sınırlamalar ve davanın sonucuna katılma yasağı (quota litis) (Av.K. m.164/III) da bu düşünceler ile getirilmiştir. Bir başka deyişle bağımsız avukat müvekkile karşı belli bir sonucun elde edilmemesi rizikosunu taşımaksızın sadece mesleki gerekler doğrultusunda hizmet sunmakla yükümlüdür.