Anonim Şirkette Pay Sahibinin Borç ve Yükümlülükleri
Sermaye Borcu (Tek Borç İlkesi)
Kanunda öngörülen istisnalar dışında, pay sahiplerinin tek bir borcu vardır; o da sahip olunan paylara karşılık taahhüt ettiği pay bedelini veya payın itibari değerini aşan primi ifa borcudur (m. 480/1, 329/2). Bu nedenle, anonim ortaklıklarda “Tek Borç İlkesi” geçerlidir.
Sermaye borcu ifa edildikten sonra, pay sahipleri, kendi rızaları dışında yeni ve ek sermaye koyma borcu altına sokulamazlar. Ek sermaye taahhüdü ancak oy birliği ile gerçekleşebilir.
Gerçek anlamda birer istisna sayılmasa da tek borç ilkesinin iki istisnasından söz edilir, primli (agiolu) paylar ve ikincil (tali) yükümlülükler.
Sermaye borcu, payların itibari değerlerinden oluşur. Fakat anasözleşmede veya genel kurul kararında öngörülmek şartı ile itibari değerinin üzerinde bir bedelle (primli) pay ihracı mümkündür (m. 347). Kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş şirketlerde, anasözleşme ile yönetim kuruluna, primli pay çıkarma
yetkisi tanınabilir (m. 480/2). Bu durumlarda pay sahibinin sermaye borcu, primi de kapsar (m. 480/1).
Borçlu Sıfatı
Nama yazılı payın bedeli tamamen ödenmemiş ise, borçlu sıfatı pay sahibine aittir; birden çok kişi birlikte pay almış ise, borçtan müteselsilen sorumludurlar.
Karşılığı tamamen ödenmemiş nama yazılı payın devri için ortaklığın da onayı gerekir çünkü burada, borcun nakli de söz konusudur (TBK m. 196). Bu durumda payın eski sahibinin sermaye borcundan dolayı sorumluluğu, kural olarak sona erer (m. 501).
Ancak devir miras, cebri icra ve evlilikte mal rejimi hükümleri uyarınca gerçekleşiyor ise, şirketin onayı aranmaz (m. 491).
Sermaye Borcunun İfası
Borcun ifa ediliş yöntemi, sermayenin türü ve niteliğine göre değişir.
- Nakit sermaye taahhüt edilmiş ise, payların itibari değerlerinin en az yüzde yirmibeşi tescilden önce, gerisi de tescili izleyen en geç yirmidört ayda ödenir.
Geri kalan kısmın ödenme zamanları, sermaye artırımlarında genel kurul kararında veya katılma taahhütnamesinde gösterilebileceği gibi; genel kurula veya yönetim kuruluna çağrı yapma yetkisi de tanınabilir. Bakiye borcun ifasını, tasfiye halinde tasfiye memurları, iflâsta ise iflâs idaresi isteyebilir.
TTK m. 481 uyarınca, pay bedelleri ortaklardan, yönetim kurulunca ve anasözleşmede aksine hüküm yoksa ilân yoluyla istenir. İlanda, borç miktarı ile ödeme tarihi ve ödeme yeri de açıkça gösterilmek gerekir. Bakiye sermayenin ödenmesinde ortaklar arasında haksız farklılıklar yaratılması, eşit işlem ilkesine aykırılık doğurur; sorumluluk davası (m. 553 vd.) ve butlanın tespiti (m. 391/1,a) veya kayıtlı sermaye sistemindeki HAAO’larda iptal davasına yol açabilir (SerPK m. 18/6).
- Ayın sermaye taahhüt edilmiş ise, sermaye borcu, ortaklığın tescili ile muacceliyet kazanır.
Sermaye Borcuna Aykırılığın Yaptırımları
Ticaret ortaklıklarının genel hükümlerinden TTK 128 vd.’da düzenlenen yaptırımlara daha önce değinmiştik. Ortaklık gecikmiş ifayı talep ve dava edebilir; pay sahibini icra yoluyla takip edebilir (m. 128/7). Anonim şirket bakımından ayrıca hükümler de bulunmakta olduğu için, yaptırımlara kısaca değinmek gerekmektedir.
Temerrüt Faizi: Nakit sermaye borcunun ifa edilmemesi, ortaklığa, ihtara dahi gerek kalmaksızın, temerrüt faizi talep etme hakkı verir (m. 482/1; faizin başlangıcı yönünden karş. 129). Faiz oranı yönünden 3095 Sayılı Kanun, m. 2 uygulanır.
Iskat: Yönetim kurulu mütemerrit pay sahibini, katılma taahhüdü ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakarak yerine ortak almaya, kendine pay senedi verilmiş ise onu iptal etmeye yetkilidir (m. 482/2). Bunun için, yönetim kurulu tarafından, pay sahibine TTSG ile ve ayrıca anasözleşmede
öngörülen şekilde ilân yoluyla, şirketin internet sitesinde de yayımlanacak bir mesajla ihtarda bulunması ve temerrüde konu tutarı bir aylık sürede ödemesi, aksi takdirde ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun bırakılacağı ve sözleşme cezasının isteneceği ihtarı yapılmış olması gerekir. Nama yazılı pay sahiplerine bu davet ve ihtar, ilân yerine, iadeli taahhütlü mektupla ve internet sitesi mesajı ile yapılır. Bir aylık ödeme süresi, mektubun alındığı tarihten başlar (m. 483/1- 2). Mütemerrit pay sahibi, yeni pay sahibinin ödemelerinden açık kalan tutar için şirkete karşı sorumlu olup, m. 501 hükmü saklıdır (TTK m. 483/3-4).
Sözleşme Cezası: Anasözleşmede, mütemerrit ortağın sözleşme cezası ödemesi öngörülebilir (m. 482/3).
Tazminat: Mütemerrit ortaktan tazminat da istenebilir (m. 482/4). Ortaklık özellikle, yeni (ıskat edilen yerine alınan) pay sahibinin ödemeleriyle kapanmayan açıkların tazminini isteyebilir (m. 483/3-4).
İkincil Yükümlülükler
Anonim ortaklıkta, payların devri ortaklığın iznine bağlı olan hâllerde (m. 490 vd.), anasözleşme ile ortaklara, sermaye borcu dışında, belirli aralıklarla (dönemsel olarak) tekrar eden ve konusu para olmayan birtakım yükümlülükler getirilebilir. Yükümlülüklerin niteliği ve kapsamı pay senetlerine ve ilmühaberlerin arkasına yazılabilir (m. 480/4). Anasözleşmede bu gibi ikincil yükümlülüklerin ifasını sağlamak üzere sözleşme cezası kabul edilebilir (TTK m. 481/2).
Bu kapsamda örneğin, işletme konusu şeker üretimi olan bir ortaklığın pay sahiplerine, her hasatta belirli miktarda şeker pancarını ortaklığa teslim etme; süt ve süt ürünleri üretimi ile uğraşan bir ortaklığın pay sahiplerine ortaklığa her ay belirli miktar süt teslim etmeleri yükümlülüğü getirilebilir. Böyle bir olanak, bir yandan ortaklığın işlediği maddeleri kolayca elde etmesine, diğer yandan da belirli meslek gruplarından kişilerin bir ortaklık çatısı altında örgütlenmelerine hizmet eder. Bu tür yükümlülüklerin, ortaklığı sermayeye dayalı olmaktan bir ölçüde uzaklaştırıp kooperatiflere benzer şekilde kişiselliği ön plana çıkardığı açıktır.
İkincil yükümlerin kuruluşta veya sonradan yapılacak değişiklik yoluyla ama mutlaka anasözleşmede yer alması gerekir. İkinci olasılıkta, ilgili bütün pay sahiplerinin rızasına gereksinim vardır.
Anasözleşmede öngörülmüş olma gereği, ikincil yükümlere ilişkin sözleşme cezası için de geçerlidir (TTK 481/2).
Sadakat Yükümlülüğü
Anonim ortaklıklarda pay sahiplerine sadakat (bağlılık) yükümlülüğü getiren bir kanuni düzenleme yoktur. Ancak konu doktrinde tartışmalıdır.
Sır Saklama Yükümlülüğü
Pay sahibinin bilgi alma hakkı kapsamında, genel kurul toplantılarında, yönetim kurulundan ve denetçilerden belli konularda bilgi isteme hakkı vardır; bilgi verilmesi yalnızca, istenen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken bir şirket menfaatinin tehlikeye gireceği gerekçesiyle reddedilebilir (m. 437/2-3).
Ortaklığın ticari defterleri ve yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi, yalnız genel kurulun açık izni veya yönetim kurulu kararıyla mümkündür. İzin alındığı takdirde, inceleme bir uzman aracılığı ile de yapılabilir. Öğrenilen ortaklık sırlarının da daima saklanması gerekir.
TTK m. 527/1’de de, denetçinin sır saklama yükümüne dair m. 404 saklı kalmak üzere, görevi nedeniyle incelemesine sunulan defter ve belgeleri inceleyen kişilerin, öğrendikleri iş ve işletme sırlarını açıklamalarının yasak olduğu hükme bağlanmış; aksine davranışın maddi ve manevi tazminata yol açacağı ve ceza mevzuatının suç ihbarına ilişkin hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir (f. 2).